Üzümler, biraz tatlı lezzetiyle birleşen mayhoşluğunun yanı sıra yuvarlak şekli ve benzersiz dokusu ile yemek için çok eğlencelidir.

Artı, üzüm salatalara eklenebilir, yemek arasında bir aperatif olarak veya sadece meyve olarak tüketilebilir. Bazılarını çekirdekli, bazılarını çekirdeksiz bulabilirsiniz. Yaban mersinine benzer bir şekilde, üzümler genellikle koruyucu, beyazımsı bir çiçekle kaplıdır. Bir asma (Vitis vinifera) üzerinde yetişirler. Asya, Kuzey Amerika ve Avrupa’da subtropikal, Akdeniz ve kıtasal-ılık iklim koşulları altında bulunan 60 kadar fertil vahşi Vitis türünü içeren Vitaceae ailesine aittirler. Üzüm büyük ölçüde; meyve suyu, reçel ve şarap yapmak için kullanılır.

Hepimiz üzümlerin ne kadar lezzetli ve çok yönlü olduğunu biliyoruz. Özellikle şarap, kuru üzüm ve üzüm çekirdeği yağı yapmak için kullanılır. Ancak üzümün sağladığı tüm faydaları biliyor musunuz? Bu lezzetli meyvelerin ömrü uzatmaya, obezite ve diyabet riskini azaltmaya yardımcı olduğu ve hatta kanseri önlemeye yardımcı olabileceğinden haberiniz var mı? Ayrıca üzüm, beyin ve kalp sağlığını artırabilir.

Ömrü Uzatır

Daha uzun ve sağlıklı yaşamaya yardımcı olacak yiyecekleri kim istemiyor ki? Klasik üzüm, içinde bulunan fito besleyicilerinden dolayı bu konuda şaşırtıcı yiyeceklerden biri olabilir. Resveratrol, çoğunlukla üzüm derisinde bulunan, ancak üzüm çekirdeği ve üzümün kendisinde de bulunan bir stilben fitotür maddesidir ve uzun ömür ile ilgili üç genin ekspresyonunu artırdığı gösterilmiştir.

Çalışmalar, resveratrol içeriğinin genetik zemine göre önemli derecede değişmekte olduğunu, ancak genellikle resveratrol toplamlarının yapraklarda derilere göre daha düşük olduğunu gösteriyor. Üzüm derisi, özellikle yaşamı uzatmaya yardımcı olan beslenme yararlarının büyük bir sorumlusudur.

Obezite ve Tip 2 Diyabetin Azalmasına Yardım Edebilir

 

Metabolik sendromla ilgili hastalıklar ve obezite, en yaygın beslenme sorunudur. Kanıtlar, üzüm ve üzüm ürünlerindeki polifenollerin, metabolik sendromu azaltabileceğini ve antioksidan ile çok hedefli modülatörler gibi davranarak; obezite ve tip 2 diyabet gelişimini önleyebileceğini göstermektedir.

Üzümler, düşük glisemik indeks (GI) gıdası olarak sınıflandırılmış olup, GI değerleri 43-53 arasında değişmektedir. Bununla birlikte, düşük bir Glisemik İndeks değerine sahip olmak, kan şekerine sağlayacağı tek fayda olmayabilir. Son yıllarda yapılan araştırmalar; üzüm, üzüm suyu ve üzüm ekstraktlarının içinde bulunan şaşırtıcı (phytonutrient) fitobesinlerden dolayı, daha iyi kan şekeri dengesi, daha iyi insülin regülasyonu ve artmış insülin duyarlılığı sunabileceğini göstermiştir.

Dondurularak kurutulmuş üzüm tozu ve kırmızı, yeşil ve mavi-mor tohumlanmış ve çekirdeksiz California üzümlerinden elde edilen üzüm tozu özleri; glikoz toleransı ve iltihap üzerindeki etkileri açısından test edildi ve gelişmiş glikoz toleransı ve azalmış iltihaplanma etkisi gösterdi. Buna ek olarak, üzüm çekirdeği özütü, bağırsak sağlığını iyileştirirken metabolik sendromu, tip 2 diyabeti ve obeziteyi önleyebilir.

 

Antioksidan Bombasıdır

 

Hücreler oksidatif strese maruz kaldıklarında, kolaylıkla oksidatif hasara uğrarlar ve çok sayıda hastalığa neden olabilecek dejeneratif süreçleri tetikleyebilirler. Antioksidanlar, oksidatif stres kontrolü ve oksidatif hasar oluşumunu önlemenin en etkili yolu olabilir; bu nedenle sağlık sorunları ve yaşamı tehdit eden hastalık riskleri azalır.

Üzümlerde bulunan flavonoidler, oksidatif stresin azaltılmasına yardımcı olan yüksek antioksidan özellikleri gösterirler. Flavonoidlerin, serbest radikalleri temizleme ve diğer antioksidanların etkisini artırmada önemli etkileri olan çok miktarda basit fenolik asit üretebilir olduğu bildirildi.

Üzümler, özellikle etrafınızda görebileceğiniz, Vitamin C ve manganez bakımından en yüksek konsantrasyona sahip besinlerdir. Ayrıca, betakaroten gibi yaygın karotenoidlerden resveratrol gibi sıradışı stilbenlere kadar değişen antioksidanla doludur. Aslında, üzümdeki farklı antioksidan besin maddelerinin sayısını listelemek biraz zaman alacaktır. Üzümün tamamı vücudumuz için yararlı olmasına rağmen, tohumu ve derisi (kabuğu) en zengin antioksidan konsantrasyonunu içerir. Bu nedenle, çoğu araştırma; üzüm derisi, üzüm kabuğu özütü, üzüm çekirdeği, üzüm çekirdeği ekstraktı üzerinde yürütülmüştür. Üzüm tohumu veya derisi, üzümün kendisindeki toplam antioksidan kapasitesinin yaklaşık 5 katını içerir.

Antienflamatuvardır

Üzüm, enflamasyonun yol açtığı hücre hasarı ve hasarlı hücrelerin ortadan kaldırılması için, tahriş, patojen istilası gibi mekanizmalar karşı, dokuları koruyucu bir yanıttır.

Enflamasyon(iltihaplanma) uzun sürerse; kanser, Alzheimer, nörodejeneratif hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, artrit, otoimmün ve pulmoner hastalıklar gibi hastalıkların başlıca nedeni olarak kabul edilen kronik enflamasyon gelişebilir.

Üzümlerdeki, polifenollerin kronik enflamasyonu azalttığı gösterilmiştir. Doğal bileşikler olarak, üzüm flavonoidleri ve proantosiyaninler; kronik enflamasyonun üstesinden gelmek için çoklu olarak çalışırlar  ve sentetik antienflamatuvar ilaçlardan daha etkili olabilirler.

 

Kardiyovasküler Sistemi Destekler

Üzüm tarafından sağlanan kardiyovasküler faydaların listesi oldukça şaşırtıcı! Kanımızdaki hücrelerin potansiyel oksijen hasarına karşı korunması gerekir. Kardiyovasküler sistemimizdeki kronik iltihap, birçok kardiyovasküler hastalık riskini artırabilir. Bu nedenlerle, kardiyovasküler sistemin düzenlenmesi özellikle önemlidir.

Birçok çalışma, üzüm tüketilmesinin; endotel fonksiyonunu artırarak, LDL oksidasyonunu azaltarak, vasküler fonksiyonu iyileştirerek, kan lipidlerini değiştirerek ve inflamatuvar süreci modüle ederek; kardiyovasküler sistem üzerinde yararlı etkilere sahip olduğunu göstermiştir. Yakın tarihli bir araştırma, resveratrol bakımından zengin üzüm ekstraktı tüketilmesinin, koroner arter hastalığı olan hastalarda vasküler koruyucu faydalar sağlayabileceğini ortaya koymuştur.

Kanseri Önlemeye Yardım Edebilir

Üzüm yiyerek alınan zengin antioksidan ve antienflamatuvar besin içerikleri; kronik oksidatif stresin ve kronik enflamasyonun tehlikeli birleşmesinden kaçmaya yardımcı olur. Bu da üzümü muazzam bir kanserle mücadele gıdası haline getirir.

Sağlıklı bir bağırsak florası için life çok ihtiyaç duyulur ve her 60 kalorilik üzümde yaklaşık 1 gram lif vardır. Bu antioksidan-lif kombinasyonu, kolon kanserinin önlenmesine yardımcı olabilir. Aslında, Milan Üniversitesi ve İtalya’daki San Paolo Hastanesi’nde Sağlık Bilimleri Bölümü tarafından yürütülen bir araştırma, doğal üzüm ekstraktlarının kolon kanseri hücrelerini düzenlediğini buldu. Ayrıca bazı diğer araştırmalar; üzüm kabuğu(derisi) özütünün meme kanserine karşı pozitif kemoterapötik sonuçlara sahip olduğunu göstermiştir. Kuru üzüm de aynı antioksidan ve antienflamatuvar etkilere sahiptir, unutmayın.

 

Beyin İşlevini İyileştirir

Araştırmalar, flavonoid açısından zengin üzüm ürünlerinin tüketilmesinin beyin fonksiyonu ve merkezi sinir sistemi üzerinde önemli ve faydalı bir etkiye sahip olduğunu düşündürmektedir. Özellikle antosiyaninlerle dolu olan üzüm flavonoidleri hem nörodejeneratif süreçleri, hem de nöro-inflamasyonu önleyerek ve oksidatif stresi azaltarak beyin işlevini iyileştirebilir.

 

Antimikrobiktir

Üzümün antimikrobiyal özelliklere sahip oldukları gösterilmiştir. Bu etki içerisindeki, fitobesinler, quercetin gibi yaygın flavonoidler, piceatannol ve resveratrol gibi daha az yaygın stilbenler nedeniyle gelişir. Araştırmacılar, gıda kaynaklı hastalıklar gibi mikrop ile ilgili problemlerin önlenmesine yardımcı olabileceklerini düşünüyorlar.

Sofralık üzümlerden elde edilen üzüm suyu, üzüm kabuğu ve tohum ekstraktlarının bazı bakterilerin çoğalmasına karşı güçlü bir inhibitör etkisi olduğu bulunmuştur. Alkolsüz kırmızı ve beyaz şarap özütlerinin Candida albicans üzerinde orta dereceli antifungal aktiviteleri olduğu gösterilmiştir. Ayrıca üzüm flavonoidleri; sağlıklı bir bağırsakta önemli bir rol oynayabilir, sonuçta kilo kaybının kontrolünde yararlı etkiler sağlayabilir.