Sakalkıran, sakalda 50 kuruş büyüklüğünde dairesel dökülmelere yol açıyor. Dökülmenin boyutu değişken olabildiği gibi, bazen tüm sakalın dökülmesine de neden olabiliyor. Bazı nadir vakalarda vücuttaki tüm kıllar dökülebiliyor.

Sakalkıranın diğer bazı belirtileri ve özellikleri aşağıdaki gibidir:

• Genellikle birkaç gün içinde, aniden gelişiyor. Ancak bu süreç nadiren birkaç haftaya da yayılabilir.
• Sınırları keskin hatlarla belli oluyor.
• Yara dokusu oluşturmuyor.
• Asimetriktir, sakalın herhangi bir bölgesinde çıkabilir.
• Saç ve kaşlarda da görülebilir.
• Tırnaklarda renk değişimi, incelme veya sertleşme de görülebilir.
• Sakalkıran olan bölgede sonradan çıkan kıllar beyaz olabilir.

Sakalkıran otoimmün bir hastalık. Yani vücudun bağışıklık sistemi sakal köklerini yabancı bir madde gibi algılıyor ve kıl kökü iltihabına yol açarak sakalları döküyor. Aşağıdaki etkenlerin bu otoimmün tepkide rolü olduğu düşünülüyor:

1) Genetik Faktörler

Sakalkırana yakalanmış her beş hastadan birinin ailesindeki başka bir bireyde de sakalkıran görülüyor. Bu durum bizi genetik etkenlerin sakal kıran üzerinde etkisi olduğu çıkarımına itiyor. Benzer şekilde, sakalkıran görülen kişinin kendisinde veya ailesinde tiroidit, vitiligo, aşırı alerjik olma gibi başka otoimmün hastalıklar da daha sık görülüyor.

2) Stres

Çok yoğun yaşanan stres veya büyük travmalar, diğer otoimmun hastalıklarda olduğu gibi sakalkıranı da tetikleyebilir. Ancak yaygın kanaatin aksine, aşırı yoğun olmayan stresin sakalkırana yol açtığını iddia edebilecek bilimsel veriler zayıf.

En fazla birkaç küçük bölgede sakalkıran varsa genellikle tedavi görmeden kendi kendine tamamen iyileşiyor. Ancak her dört vakadan birinde sakalkıranın boyutları genişleyebiliyor veya iyileşmesine rağmen tekrar ortaya çıkabiliyor.

1) Steroid Şırıngaları

Sakalkıran olan bölgeye yapılan bölgesel steroid şırıngaları bağışıklık sistemini baskılar. Bu sayede kıl köklerine tekrar büyümeleri için fırsat verilmiş olur. Bu tedavi, birkaç tane küçük veya orta çaplı sakal kıran için en etkili yöntem olarak görülmektedir.

2) Steroid Kremler

Steroid şırınga kadar etkili olmasa da, steroid krem veya jeller de denenebilir. Daha büyük çaplı sakalkıran için bu tedavi tercih edilebilir. Bu tedavide sakalların yeniden çıkması 3-6 ayı bulabilir. Bu süre içinde tekrar çıkmıyorsa, bu tedaviye devam etmenin gereği yoktur.

3) Minoxidil Solüsyonlar

Nasıl etki ettiği henüz çözülmemiş olmasına rağmen, minoxidil %5 içeren krem veya solüsyonlar bazı sakalkıran vakalarında sakalın yeniden çıkmasını sağlıyor. Minoxidil, saç veya sakalkıran için reçetelendirilmiş bir ilaç değil, bu nedenle eczacınıza veya doktorunuza sağlık durumunuzu detaylı olarak açıkladıktan sonra kullanınız.

4) Ev Tedavileri

Lavanta yağı: Sakalkıran bölgesine direk uygulandığı zaman etkili olmaktadır. Ancak yoğun kıvamının cildi yakmaması için zeytinyağı, Hindistan cevizi veya badem yağı ile seyreltilerek kullanılmalıdır.

C ve E vitamini: Sağlıklı kıl ve kıl kökleri için gereklidir. Elde etmek için bol bol yeşil yapraklı sebze, kuruyemiş, yeşil zeytin, narenciye tüketmelisiniz.

Sarımsak: Steroid tedavisi almadan önce sakalkıranın üzerine uygulayarak sonuç almış birçok hasta vardır. Sekiz adet sarımsak dişini ezerek bir çorba kaşığı sarımsak suyu çıkarın, sakalkıran üzerine uygulayın.

Ayrıca;

• Sakal gelişimi için yeterince protein tüketmelisiniz.
• Papatya özünün etkili olduğu düşünülmektedir.
• Soğan suyu içmek kılların dökülmesini zorlaştırır ve tekrar çıkmasını hızlandırır.

5) PUVA Tedavisi

Genellikle sedef hastalığında kullanılan bu tedavide psoralen isimli bir bitki bileşeni ile birlikte ışın tedavisi uygulanmaktadır. Sakalkıran vakalarında da etkili olduğu bilinmektedir.