Rahim Ağzı Kanseri ve Aşı Yöntemleri

Rahim Ağzı Kanseri ve Aşı Yöntemleri

Rahim ağzı kanserlerinin %99’u HPV’ye bağlıdır, bunların da %70’i HPV-16 ve HPV-18 etkendir. Değişik serotipler için hazırlanan partiküller ile halen kullanılmakta olan iki farklı aşı geliştirilmiştir. Bunlardan ikili aşı HPV-16 ve HPV-18 antijenlerini, dörtlü aşı ise HPV-6, 11, 16 ve 18 antijenlerini içerir. Aşılama HPV enfeksiyonunu önler ve bazı anormal Pap testi sonuçlarını önleyebilir. Rahim ağzı kanserlerinin ise önemli bir bölümü engellenebilir.

Rahim ağzı kanserine karşı yapılan aşılar nelerdir?

Günümüzde öncelikle 9-26 yaş grubundaki tüm bayanların (birçok ülkede 9-45 yaşlar arası, hatta 9 yaş üstü tüm bayanlar) HPV DNA testi ya da pap smear bakılmasına gerek olmadan aşılanması önerilmektedir. Aşılanmış hastalarda rahim ağzı kanseri tarama protokolü devam etmelidir.

HPV’ye karşı benzer teknoloji ile üretilmiş iki tip aşı vardır: kuadrivalan (dörtlü) ve bivalan (ikili) aşı.

Kuadrivalan (dörtlü) aşı: Aşının amacı esas olarak rahim ağzı kanserlerini önlemektir. Rahim ağzı kanserlere en sık (%70) neden olan tip16 ve tip18 HPV ve genital siğillerin %90’ına neden olan tip 6 ve tip 11 HPV antijenlerini içerir. Rekombinan yolla elde edilmiş bir aşıdır.  Aşı esas olarak, 11-12 yaşındaki kızlara önerilmektedir. Daha önce aşılanmamış 13-26 yaşındaki kızlara da önerilir. Bu yıl içerisinde aşının kullanımı 45 yaşına kadar genişletilmiştir.

Aşılanan kişi daha önce aşının içerdiği HPV tipleri ile enfekte olmuşsa aşı etkili olmayacaktır. Bu nedenle ilk cinsel ilişkiden önce aşılama son derece önemlidir. Gardasilin 0, 2, 6. ay şeklinde uygulanması önerilmektedir. Aşının enjeksiyon yerinde ağrı dışında önemli bir yan etkisi yoktur.

Bivalan aşı (ikili):  HPV’ye bağlı rahim ağzı kanserlerin %70’ine neden olan tip16 ve tip18 HPV antijenlerini içeren rekombinan bir aşıdır. Temel amaç rahim ağzı kanserini önlemektir. Aşının uygulama şeması, ilk dozdan itibaren 0, 1 ve 6. aylar olarak önerilmektedir.

Aşıda başarı oranı nedir?

Bu aşılar ülkemizde de ruhsatlandırılmıştır. Aşıda temel hedef, kansere en sık neden olan HPV-16 ve HPV-18 enfeksiyonunu önlemektir. HPV-31, 45’e karşı ise çapraz koruma söz konusudur. Çapraz koruma HPV-45’te (HPV-18 benzeri) %94.0, HPV-31’de (HPV-16 benzeri) ise %55,0 olarak rapor edilmiştir. Genital siğillere karşı koruyucu etkinlik aşıların yapısı gereği sadece kuadrivalan aşıda mevcuttur. İki aşı ile de HPV-16 ve HPV-18 ilişkili akut enfeksiyondan %94.7, persistan enfeksiyondan %89.0-100.0, CIN’in tüm evreleri için ise %100 korunma sağlandığı bildirilmektedir.

Şu ana kadar izlenen aşılılarda antikor düzeyinin en az 5 yıl yeterli olduğu gösterilmiştir. Ayrıca kuadrivalan aşı ile yapılan bir çalışmada, 60. ayda uygulanan rapel aşılama ile antikor düzeyinde belirgin bir artış ortaya çıktığı gözlenmiştir. Aşılama ile mevcut virüs ortadan kalkmamakta ve var olan lezyon gerilememektedir. Bu nedenle, daha önce HPV ile enfekte olmuş ve özellikle anormal Pap testi bulunan kadınlarda aşının etkinliği tartışılmaktadır. Dolayısıyla, aşının mümkün olduğunca ilk cinsel ilişkiden önce yapılması önem kazanmaktadır.

Gebelikte aşının yapılmaması önerilir. Yanlışlıkla aşı yapılmasının anne karnındaki bebeğin fizyolojik gelişimine etkisi bilinmediğinden gebeliğin sonlandırılması önerilmez. Emzirme aşı için engel bir durum değildir. Orta ve ağır akut hastalıklarda aşının yapılması ertelenmelidir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

  1. Merve Can dedi ki:

    Paylaşımınız için tşkler. genel paylaşimlarinizi takip ediyorum cok faydalilar