Bu yaşam tarzının sonucu olarak 2010 yılı verilerine göre ülkemizde her üç kişiden sadece biri normal kiloda olup diğer ikisi ya fazla kilolu ya da aşırı şişman yani obezdir.

Obezite ve hareketsiz yaşamın sonucunda ortaya çıkan çok sayıda hastalık nedeni ile obez toplumların yaşam kalitesi bozulmakta ve başta kalp damar hastalıkları ve kanserler nedeni ile de obezler hastalıklı ve ömürleri kısalan kişiler haline dönüşmektedir.

Amerikan kanser cemiyetinin yaptığı 53.000 erkek ve 70 000 kadının 14 yıl takip edildiği büyük ve önemli bir araştırmada; boş zamanlarının günde 6 saatten fazlasını oturarak yapılan aktivitelerle geçirenler ile günlük 3 saatten az süre oturarak değerlendirenler karşılaştırılmıştır. 

Sonuçta boş zamanlarında oturan hareketsiz kişilerinin ömürlerinin kısaldığı, daha çok kalp damar hastalıklarına yakalandıkları ve öldükleri görülmüştür. Kanada da yapılan bir başka araştırma ise uzun süre televizyon seyretmenin önemli bağımsız kalp damar hastalığı risk faktörü ve bu hastalıklara bağlı ölüm nedeni olduğunu göstermiştir.

Hareketsiz yaşam şeklinin tek başına bağımsız kalp damar hastalığı nedeni olduğu ve ölümlere yol açtığı bu verilerle kanıtlanmaktadır.

Sonuç olarak yapılan araştırmalar gösteriyor ki; sağlıklı ve kaliteli bir hayat yaşayabilmek için aktif ve hareket içeren bir yaşam tarzına gerek vardır.

Düzenli egzersizin sadece spor merkezlerinde ve salonlarında yapılan bir şey olduğu yanılgısından kurtulup olabildiğince daha çok hareketin hayatın içinde olması gerektiği artık anlaşılmalıdır. Bunun sağlanabilmesi için;

Kaynak: Hastane.com.tr