Kilo Verememe Hikayem

  • DİYET
  • Kilo Verememe Hikayem için yorumlar kapalı
  • 1.128 kez görüntülendi

Kilo Verememe Hikayem

Bu yazıda size kesinlikle kilo vermenin yöntemlerini anlatmadım. Çünkü hayatım boyunca hiç olmam gereken kiloya ulaşamadım ben. Ne zaman kilo vermeye kalksam (ki buna genellikle diyet yapmak deniyor.) Ben işin suyunu çıkaranlardanım. Yani diyeti abartarak daha ilk birkaç günde verdiğim birkaç gramı misli ile geri alıyorum. Aslında iş hayatının yoğunluğu, dengesiz beslenme (fast food yada zamansız alınan besinler) bu şekilde kilo almaların en büyük nedeni olarak bilinir. Zaten herkes biliyor. Fakat neden kilo veremedim? Neden pantolonlarımın içine olmuyorum? Neden balkon göbek olarak tabir edilen yağ birikintisine sahibim? Sorularını detaylı olarak incelediğim zaman aynı hataların etrafında döndüğümün farkına vardım.

Kilo Verememe Hikayem

Çok değil, birkaç ay önce askerden döndüm. Altı ay boyunca devamlı olarak kilo vermem için bütün olumlu seçenekler sıralanmış durumdaydı. Askerdeyken çorba kazanının içinden asker çorabı çıktığı için bir dönem sadece tost yedim. Fakat yine istediğim kiloya ulaşmayı başaramadım. Biraz daha geçmişe dönecek olursam üniversite üçüncü sınıfta çok zorlu bir staj dönemi geçirdiğimi hatırlıyorum. Yani askerlikten daha olumluydu şartlar (en azından kilo vermeyi tetikleyecek şekli ile) yani sörvayvır adası staj ortamı yanında, açık büfe kalırdı. O dönem biraz kilo verdiğimin farkına vardım. Yeterli miydi? Hayır çünkü ihtiyacım olan kiloya ulaşmak adına benim 8 sene falan staj yapmam gerekebilirdi.

Şimdi düşündüğüm zaman fazla kilolarımı ele aldığımda yani, ortalama 10 kilo fazlam olduğunu görüyorum. Bu çok abartılacak bir durum mu? Kişiden kişiye göre değişir. Ben abartıyor muyum? Abartsaydım kilo verirdim. Demek ki ben baştan hata yapıyorum. Çünkü insan hayatında yolunda gitmeyen bir şeyin üstüne olumlu olarak gitmeli ona destek olmamalı, ben kilo konusunda hep bu hatanın pençesinde çırpınıp duruyorum. Sadece kilo olarak değil, yaptığım bütün hataları bu başlık altında inceleyebilirim fakat yerim dar, onu başka bir konuda incelemek daha sağlıklı olacaktır.

kilo verememe

Ramazan ayının başında kendimi 3 kelime ile anlatacak olsaydım “olduğundan fazla kilolu” diyebilirdim. Gel gör ki Ramazanın sonuna yaklaştık. Bu süre zarfında özellikle yanlış beslenmenin benim hayatımda oldukça olumsuz etkileri olduğunu söyleyebilirim. Malum oruç nedeniyle geceleri sahurda fazla besin tüketmek gerekiyor. Geçtiğimiz günler “keşke tartılmaz olaydım” dediğim bir tartı faciası yaşadım. Yaklaşık 23 günde 10 kilo almışım. (aslında 8 ama bu satırları yazarken tartılmaktan korktuğum için onun 10 kilo olma ihtimali de var) Peki bana kilo aldıran etmenler ne olabilir? Öncelikle kendi kendime durmaksızın söylediğim: Aman aşırı yağlı yemeyim susatır, aman çok şekerli tüketmeyim iftarı bulamam gibi sözlerden dolayı devamlı olarak hamur işi tüketmem olabilir. Bilindiği gibi hava sıcak hem de olması gerektiğinden daha sıcak, dolayısıyla hem geç uyanıyor insan, hem de pek az hareket ediyor. İftarla sahur arası zamanın az olması da tüm bunların üzerine tuz biber oluyor.

Neyse, artık üzülmenin bunu sorun etmenin pek anlamı kalmadı.  Şimdi nasıl kilo verebilirim diye düşünmenin zamanıdır. Şu ahir ömrümde özellikle son beş seneyi kilo vermek için plan yaparak harcadım desem yalan olmaz. Allahtan biraz boy varda göbek yalnızca sevdiklerim tarafından fark ediliyor. (Bu telkin yöntemi genelde diyeti bıraktırmada işe yarar lakin daha etkili bir şey yapmak gerekiyor.)

Şimdi şu ana kadar kilo vermeyi pek başaramayan bir insan olarak size nasıl kilo vereceğinizi anlatamam. Kilo almamak istiyorsanız bunu bütün detayları ile paylaşabilirim. Çünkü hızlı bir şekilde kilo almak benim işimdir. Kilo almanın en büyük yardımları

  1. Hareketsizlik değil, aşırı hareketsizlik
  2. Hoşuna giden her şeyi tüketmeyi seven bir bünye
  3. Fast food ve onun insanlara dayattığı her türlü gıda
  4. Stres(en babası budur çünkü yukarı da sıralanan her şeyin anasıdır)

Şimdi bu başlıkları ayrı ayrı iredeleyelim. Zira bunların çözümlerini bulmak en azından kilo almayı durdurabilir. Bunu tecrübe ile söylüyorum. Tekrar altını çizmek isterim ki kilo vermeyi başaran bir adam değil, kilo alma konusunda bir uzmanın dilinden yazılıyor bu satırlar!

1)Nerede Hareketsizlik Orada Yağlanmalar

Tuvalete bile arabayla gittiğimi söylersem abartmış olmam. Arabam olmadığı zaman da toplu taşıma araçlarını tercih ediyordum. Toplu taşıma araçlarının durakları uzaksa, gitmiyordum. Hayatım boyunca taksiye binecek kadar zengin olmadığım için taksiyi pek deneyemedim. Ama o da kilo alma konusunda etkili bir yardımcı olabilir. Teoride arkadaşlarımla buluşmaya, alışverişe, gezmeye yada stres atmak için dolaşmaya araba ile değil de yürüyerek gidilirse bunun faydası olacağını düşünüyorum. Sabah sporu yada koşmak mı? O şimdilik bana çok uzak…

Şimdi başka bir konu başlığının üzerinde yoğunlaşmak isterim. Erkeklerin sıklıkla yaptığı halı saha karşılaşmalarında da yeterince başarılı olamadığımı belirtmek isterim. İnsan hayatı boyunca hep mi sabit kalmak ister? Siz çok mu farklıydınız sanki. (sadece kilo veremeyenlere sesleniyorum)

Hareket kalori yakmanın baş kuralı, bunu bende biliyorum. Kendimi gaza getirdiğim zaman koşuyorum da, bu pek uzun sürmüyor. Uzun süre koşamıyorum anlamında değil, bunu bir takvimde yayarak dönemler halinde koşmayı başaramıyorum. Ne yaparsam yapayım olmuyor. Tembellik dediğimiz bir hastalık o an vücudumu ele geçiriyor. Yada yeterli miktarda kalori yaktığımı düşündükten sonra onu telafi edecek bir gıda ile besleniyorum. Biraz önce üzerinde durduğum bir de tatlı yiyeyim sendromu gibi…

2)Kocaman Geniş Bir Mide

En sevdiğim kısmı da bu, çünkü can boğazdan gelirmiş. Halt etmiş onu diyen, hiç geceleri aşırı yağdan uyandınız mı? Kilo nedeniyle nefes darlığı? Çabuk yorulma, ki bu durum ayaklara kaldırabileceğinden fazla yük bindirmenizden kaynaklanabilir. Peki size hiç uzun süredir görmediğiniz bir arkadaşınız “ulan amma kilo almışsın hayvan” dedi mi? O zaman sanırım teoride az yemeli ve az yemeyi de alışkanlık haline getirmeliyiz.

Şunu yeme, yok şeker tüketme, karbonhidrattan uzak dur. Altı ay boyunca sadece yeşil elma tüket gibi sözlerin geçerli olmadığını düşünüyorum. Çünkü bunu zaten başarmak en azından benim için mümkün değil gibi görünüyor. Üniversite yıllarımda günde iki öğün beslenme gibi bir adetim olmuştu. Bunun sebebi ikinci öğretim olmam olabilir. Bu sebepten geç beslenir çok yerdim. Öğrenciliğin verdiği beleşçiliği de eklersek kısa süre içerisinde yemek bulduğum her yerde belirme gibi bir huyda edindim. Sonrasında bu özelliği üzerimden atamadım. Zaten 1 porsiyon pideyi anlarım da. Bir buçuk porsiyon pide kimin buluşuydu merak ediyorum. Yada tek porsiyon iskenderi anlarım, hadi bir buçuk porsiyona da okeyim, ama duble İskender neden var? Her şey para kazanmak mı belli ki kendimize engel olamıyoruz. O dubleyi hiç çıkarmasanız da ben de diğer arkadaşlarım gibi beslenseydim olmaz mıydı sanki?

Yani diyeceğim o ki, aslında sık bilinen bir gerçeğinde işaret ettiği üzere (mide 20 dakikadan sonra beyne doyma sinyalleri ulaştırır.) eğer ki az ama yavaş yerseniz, hem yediğinizden zevk alırsınız hem de kilo verme konusunda bir adım atabilirsiniz. Belki yeterince iyi olursa durum, şeker tüketme, karbonhidrat yeme, aman etten uzak dur gibi seçenekleri bile değerlendirebilirsiniz. Ben mi? Şimdilik bana uzak…

3)Ateş Bitek Seni Mi Çağırıyor?

O fast food denen şey, Amerikan filmlerine has, bizim kültürümüzde ki en fast food dönerdir. O da eti bol ekmeği az olarak servis edilir. 2008 gibi bir Türk mucit tarafından döner ekmeğinin içerisine patates kızartması koyularak ekonomide başarı elde edilmiştir. O kadar işte, ne gerek vardı. Alev seni çağırıyor demeye, hamburgere yada pizzaya gerçi onu pek fast fooddan saymazlar.

Beslenme alışkanlığı yanlış atılan bir imza gibidir. Devamlı olarak imza atman gerekiyorsa hep yanlış attığına benzetmeye çalışırsın. Üzerinden yeterince zaman geçtikten sonra bir bakmışın aslında yanlış bildiğin senin doğrun olmuş. İçinde bulunduğumuz çağ da bize bazı şeyleri dayatmaktadır. Zaman darlığı ve lezzet, fast food ürünlerini tüketmemizi söyler bize… Bunların yanında servis edilen kola ve diğer gazlı içeceklerde güzeldir. Harareti alır yerine göbek bırakır. Yani kendi paranla rezil olduğun bir sistem bu kadar kaliteli bir şekilde servis edilebilir. Her şey lezzet midir? O zaman git ege usulü salata ye, o da lezzetlidir ama fast food değil işte ne yazık ki…

Özetleyecek olursak, ne yersen ye, kendi kültüründen ye, çünkü en azından acılı adana yediğin zaman yanında çok çok ayran içersin. Onun yanında kola içenleri de kınıyorum.

4)Gerginim, Stresliyim, Asabiyim, Belli ki Hayat İstediğim Rotayı Çizmemiş Bana

Olabilir, bir sana mı çizmedi hayat, bir senin mi kaderin getirmedi? Demezler mi adama? Demediler, kendi kendimi yediğim zaman içerisinde sıklıkla streslenerek yukarıda üzerinde sıklıkla durduğum şeyleri yaptım durdum. Bunun yanında çayı şekersiz içmek kilo verme konusunda yaptığım en büyük adımdı. Fakat stresliyken 20 bardak çay içtiğim için yanında bir şeyler atıştırdım durumu eşitledim.

Pek istediğin gibi gitmediğinde hayat, kendine buluyorsun suçu, ailende, okulunda kısacası hayatında buluyorsun suçu… Bu bağlamda kendi kendine zarar vermek için ne gerekiyorsa yapıyorsun. İnanır mısın, kilo almayı tetikleyen her şey stresin diğer etkileri yanında oldukça sıradan kalıyor. Evet bende farkındayım bir kez daha dünyaya gelmeyeceğimizin bu sebepten bende çok seviyorum revaniyi yada haçapuriyi, kebabı içinde yağ bulunan her türlü yemeği…

Arabayla gitmek hem havalı oluyor hem yorulmuyorsun. En iyi sigarayı içebilirsin fakat zararlı işte, hayat sandığımız kadar kolay değil, aldığın her kilo olumsuz dış görünümünü geç, sağlık açısından sıkıntılı, sağlık neden mi önemli? Ben torunlarımı sevmek istiyorum. Rahat yürümek istiyorum. Geldi yine tombik demesinler istiyorum. Kilo vermeyi başaramadım ama almamak için elimden geleni yapmaya kararlıyım.

Kilo Verememe Hikayem

Yasin

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.