Enfeksiyoz Mononükleoz (EBV Hastalığı) Nedir, Nasıl Geçer, Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi

  • HASTALIKLAR
  • Enfeksiyoz Mononükleoz (EBV Hastalığı) Nedir, Nasıl Geçer, Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi için yorumlar kapalı
  • 1.394 kez görüntülendi

Enfeksiyoz Mononükleoz (EBV Hastalığı) Nedir, Nasıl Geçer, Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi

Enfeksiyoz mononükleoz (diğer adları bulaşıcı mononükleoz, öpüşme hastalığı, glandüler ateş), Epstein-Barr virüsünün (EBV) neden olduğu yaygın bir enfeksiyondur, ancak diğer virüsler de hastalığa neden olabilir.

Fakat bu yazımızda, özellikle mono’nun nedeni olan Epstein-Barr virüsüne odaklanacağız.

“Özel Hayat Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdar YALMAN” Enfeksiyoz Mononükleoz hakkında değerli bilgiler verdi.

EBV herpesvirüs ailesinin bir üyesidir.

“Mononükleoz” tanımlaması, viral enfeksiyon sonucunda diğer beyaz kan hücrelerine kıyasla kan dolaşımında belirli bir beyaz kan hücresi tipinin (lenfosit) artışının olmasındandır.

Hastalık ilk kez 1889 yılında tanımlanmıştır.

Mono’nun nedeni nedir ?

Mono’ya neden olan EBV, tüm dünyada bulunur.

Çoğu insan yetişkinliğe ulaştığında, kanında EBV’ya karşı antikorlar tespit edilebilir. 35-40 yaş arasındaki yetişkinlerin % 95’inde EBV’ye karşı antikorlar vardır.

Bu, çoğu insanın hayatlarının bir döneminde EBV ile enfekte olduğu anlamına gelir.

Vücudun bağışıklık sistemi saldırıya karşı antikorlar üretir ve bu antikorlar işgalci virüsleri ve bakterileri yoketmeye yardımcı olur.

Enfeksiyon çocukluk çağında ortaya çıktığında, virüs sıklıkla hiçbir belirti oluşturmaz. EBV ile enfekte olan çocukların sadece % 10’unun hastalık geliştiği tahmin edilmektedir.

Benzer şekilde, muhtemelen önceki enfeksiyona karşı bağışıklık nedeniyle yetişkinler genellikle hastalığa yakalanmazlar.

Benzer semptomlara (CMV yani sitomegalovirüs gibi) neden olan diğer hastalıklarda da lenfositlerde bir artış olsa da, EBV’nin neden olduğu mononükleoz çok daha yaygın görülür.

Mono için risk faktörleri nelerdir ?

EBV herkese bulaşabilir.

Daha önce de belirtildiği gibi, insanların çoğu erişkinliğe ulaştıklarında virüsle tanışmıştır ve bu enfeksiyonların çoğu semptom vermez ve haliyle mono olarak tanı konmamıştır.

Mono, çoğu zaman ergenlerde ve genç erişkinlerde teşhis edilir ve en sık 15-17 yaş arasında görülür. Ancak, aynı zamanda çocuklarda da görülebilir.

Mono nasıl bulaşır ya da yayılır ? Mono’nun kuluçka süresi ve bulaşıcı dönem nedir ?

Mono kişiden kişiye temas yoluyla yayılır. Ağız ve boğazdaki B lenfositlerinin enfeksiyonuna yol açan mono iletiminin başlıca yöntemi tükrük‘tür.

Enfeksiyöz mononükleoz “öpüşme hastalığı” denmesinin nedeni de gençler arasındaki bu yaygın bulaşma biçiminden kaynaklanmasıdır.

Epstein-Barr virüsü bulaşından sonra semptomatik hale gelmesi tipik olarak 4 ila 8 hafta arasında sürer. Ortalama olarak erişkinde 30-50 gün, çocuklarda 10-14 gün sonra şikayetler başlar.

Aynı kaptan veya aletten yiyecek veya içecek paylaşmak, bir kişiden diğerine virüs aktarabilir, çünkü bulaşıcı tükürük ile temas meydana gelebilir.

Bir enfeksiyon sırasında, kişinin virüsleri başkalarına bulaştırabileceği bulaşıcı dönem, semptomlar kaybolduktan sonra bile, en azından birkaç hafta, muhtemelen daha uzundur.

Semptomsuz sağlıklı insanlar, yeniden aktivasyon dönemleri boyunca ömür boyu virüs salgılarlar çünkü EBV ile enfekte kişilerin izolasyonu gerekli değildir. Bu nedenle, enfeksiyonun ne kadar süre bulaşıcı olabileceğini tam olarak belirlemek zor olabilir.

Mono’nun belirtileri nelerdir ?

Ateş, halsizlik, baş ağrısı, üşüme, titreme, iştahsızlık, boğaz ağrısı ve lenfadenopati şeklinde ani veya sinsi olarak başlayabilir.

Hastalığın süresi ve şiddeti çok değişken olabilir. Hastalık çocuklarda genellikle hafif seyrederken, erişkinlerde daha ciddi ve uzun seyirlidir.

Lenf bezlerinin büyümesi olan lenfadenopati % 80-90, tonsillofarenjit % 80, dalak büyümesi olan splenomegali %50, karaciğer büyümesi olan hepatomegali %15 vakada görülür.

Ateş genellikle 39-41 C’ e kadar yükselir ve ortalama 6 gün içinde kademeli olarak düşer, ciddi olgularda 3 hafta veya daha uzun sürebilir.

Lenfadenopati ağrısız, yumuşak, mobildir ve en sık boyunda olur. Streptokok enfeksiyonundan farklı olarak hassas değildir.

Mezenterik lenf bezlerinin etkilenmesi karın ağrısına yol açabilir ve akut apandisit ile karışabilir.

Döküntü  % 3-20 vakada görülür. Sıklıkla gövde ve üst ekstremitelerde maküler, makülopapüler, peteşiel döküntüler olur. 1 hafta içinde geriler ve kaşıntılı değildir.

Periorbital ödem yani göz çevresinde şişme de  % 10-20 hastada saptanır.

Mono tanısı için hangi testler kullanılır, tanı nasıl konur ?

Mono tanısı, yukarıda belirtilen semptom ve bulgulardan yola çıkılarak doktor tarafından şüphelenilir.

Streptokok anjini ekarte edilmelidir, mono için spesifik kan testleri yapılır.

Hemogram yani tam kan sayımında Lenfositoz tipiktir. Bu artmış lenfositlerin % 30 kadarı olağandışı veya atipik görünümdedir ki bunlara virosit, downey hücresi veya “atipik lenfositler” denir.

 

Atipik lenfositler normal lenfositlerden daha büyük, çekirdekleri lobule veya çentikli, stoplazması daha geniş, bazofilik hücrelerdir. Atipik lenfositler rubella, kabakulak, toxoplazma ve CMV enfeksiyonlarında da görülmektedir.

Nötropeni ve trombositopeni görülebilir.

ANA ve RF gibi otoantikorlar, bazen pozitif olabilir.

EBV ayrıca VDRL testi ile kabakulak–kızamık IgM testlerinde yalancı pozitifliğe neden olabilir.

Heterofil Antikorlar

Hastalığın 2-3. haftasında saptanabilir. 6 aylık bir zamanda aşamalı olarak kaybolurlar. Akut EBV enfeksiyonu geçiren küçük çocuklarda heterofil antikor oluşmayabilir.

Hızlı heterofil antikor arama testleri, standart Paul-Bunnel testi sonuçları ile benzer sonuçlar verir ve hastalığa oldukça spesifiktir yani özgüdür, % 90-98 oranında EBV enfeksiyonunda görülürler.

Lenfoma ve hepatitler Monospot testinde yanlış pozitif sonuçlara neden olabilir.

EBV Spesifik Serolojik Testler

Anti VCA (viral kapsid antijen)

VCA IgM 4-8 hafta pozitif kalır, akut enfeksiyon göstergesidir. VCA IgG ise geçirilmiş enfeksiyon göstergesidir ve ömür boyu kalıcıdır.

Early Antigen antikoru (Anti EA)

Akut enfeksiyon sırasında % 80 hastada saptanırlar. Sıklıkla 6 ay sonra kaybolurlar.

Anti EBNA antikor

EBNA ilk ortaya çıkan antijendir ve buna karşı oluşan antikorlar enfeksiyonun erken döneminde ortaya çıkar. Bununla beraber EBNA antikorlarının kanda saptanması geç dönemde yani iyileşme döneminde olur.

Ömür boyu vücutta kalırlar.

Primer enfeksiyonda;

VCA IgM veya IgG pozitif, EA genelde pozitif,  EBNA negatif olur.

Konvelesan dönemde;

VCA IgG ve EA zayıf pozitif, EBNA pozitif olur.

Reaktivasyon döneminde;

VCA IgG, EA  ve EBNA pozitif olur.

Virüsün gösterilmesi

Normal bireylerde de virüs atılımı olduğundan tanıda pek değer taşımaz. Rutinde pek kullanılmaz.

EBV hastalığının komplikasyonları nelerdir ?

Bu virüs hemen her yeri etkiler, bu nedenle her organda komplikasyon gelişme riski vardır. Neyse ki, mono’nun ciddi komplikasyonları oldukça seyrektir ve mono sağlıklı insanlarda çok nadiren ölümcüldür.

Nadir görülen ciddi komplikasyonlar arasında, kırmızı kan hücrelerinin tahribatı yani hemolitik anemi ve kalbin çevresindeki kesenin (perikardit), kalp kasının kendisinin (miyokardit) ve beynin (ensefalit) iltihabı yer alır.

Respiratuar

İnatçı öksürük, pnömoni, plevral efüzyon, hiler lenfadenopati.

Kardiyak

Göğüs ağrısı, myokardit ve perikardit.

Nörolojik

Aseptik menenjit, ensafelit, transvers myelit, akut hemipleji, enfeksiyöz polinöropati, optik nevrit, periferik nöropati, Bu nörolojik komplikasyonlar klinik bulguların ortaya çıkmasından 2-3 hafta sonra başlayabilir ve prognoz genellikle iyidir.

Hematolojik

Trombositopeni, hemolitik anemi, aplastik anemi, agranülositoz, agammaglobulinemi, hemofagositik sendrom.

Dalak rüptürü

Spontan veya minör travma ile oluşabilir.

Sol tarafta ani başlayan ağrı, peritoneal irritasyon, hemoraji ve şok oluşur.

Diğer

Orşit, böbrek yetmezliği, artrit, rabdomiyoliz, pankreatit, oküler etkilenme, genital ülserler, bilier obstrüksiyon.

EBV enfeksiyonu sonucunda hepatik yetmezlik gelişmesi çok seyrektir, ancak gelişen karaciğer yetmezliğinin mortalitesi yüksektir.

EBV’nun Burkitt lenfoma ve nazofarenks karsinoma ile de ilişkisi saptanmıştır.

EBV hastalığı ile benzer hastalıklar nelerdir ?

Streptokokal tonsillit ve farenjit, difteri, rubella, kızamık, viral hepatitler, sitomegalovirus enfeksiyonu ve toxoplazmoz benzer şikayetlere neden olabilir.

Mono’nun olağan seyri ve tedavisi nasıldır ?

Çoğu mono durumunda özel tıbbi tedavi gerekmez.

Hastalık genellikle kendi kendine sınırlıdır ve diğer yaygın viral hastalıkların gidişine benzer şekilde geçer.

Tedavi, klinik semptomların ve bulguların hafifletilmesine yöneliktir.

Mevcut antiviral ilaçların mono genel sonuçları üzerinde önemli bir etkisi yoktur ve aslında hastalığın seyrini uzatabilir.

Bazen strept boğaz mono ile birlikte oluşur ve en iyi penisilin veya eritromisin ile tedavi edilir.

Ateş ve herhangi bir baş ağrısı veya vücut ağrısı için asetaminofen (A-ferin) veya ibuprofen (İbufen) verilebilir. Yeterli miktarda uyku ve dinlenme önemlidir.

Hastalığın akut enfeksiyon evresinden sonra aylarca yorgunluk veya yorgunluk hissi devam edebilir.

Mono hastalarının genişlemiş dalak travmasını önlemek için semptomların başlangıcından sonra 3-4 hafta boyunca herhangi bir temas sporuna katılmaması önerilir.

Genişlemiş dalak, hayati tehlike oluşturabilen rüptüre açıktır.

Hastalar ilk enfeksiyonu izleyen 18 ay boyunca tükürüklerinde virüs bulundurmaya devam edebilir.

Belirtiler 6 aydan fazla sürdüğünde, bu durum sıklıkla “kronik” EBV enfeksiyonu veya “kronik mononükleoz” olarak adlandırılır. Bununla birlikte, laboratuar testleri genellikle kronik EBV semptomları olan insanlarda aktif EBV enfeksiyonunun devam ettiğini doğrulayamaz.

Mono’nun prognozu nedir ?

Mono’lu insanların tamamı, uzun vadeli sorunlarla karşılaşmadan tamamen iyileşir.

Ateş ve diğer belirtiler giderildikten sonra durumla ilişkili yorgunluk birkaç ay sürebilir.

Yukarıda tarif edildiği gibi ciddi komplikasyonlar çok nadirdir.

Mono’yu önlemek mümkün müdür ?

Mono, kişiden kişiye yayıldığından, enfekte bireylerle yakın temastan kaçınılması ve hijyen uygulamaları virüsün bulaşmasını önlemeye yardımcı olabilir.

Bununla beraber erişkinlerin % 95’inde EBV’ye karşı antikorların olması, imkansız olmasa da enfeksiyonun önlenmesinin zor olduğunu düşündürmektedir.

 

 

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.