Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir, Neden Olur, Belirtileri, Ameliyatı ve Tedavisi

  • HASTALIKLAR
  • Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir, Neden Olur, Belirtileri, Ameliyatı ve Tedavisi için yorumlar kapalı
  • 1.031 kez görüntülendi

Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir, Neden Olur, Belirtileri, Ameliyatı ve Tedavisi

Endometrioz, uterusun iç kısmına benzer endometriyal dokunun anormal büyümesidir, ancak rahim dışında bir yerde bulunur.

Endometriyal doku, menstruasyon yani adet sırasında her ay dökülür. Ektopik yerleşim yerlerinde bulunan endometrial doku alanları endometriyal implant olarak adlandırılır.

Bu lezyonlar, yumurtalıklarda, fallop tüplerinde, rahmin yüzeyinde, bağırsakta ve peritonda en sık görülürler. Nadiren endometriozis pelvisin dışında ortaya çıkabilir.

Endometriozis karaciğer, beyin, akciğer ve eski cerrahi skarlarda da bildirilmiştir.

Endometriyal implantlar sorunlu olabilmelerine rağmen genellikle iyi huyludur (yani kanserli değildirler).

Endometriozun evreleri nelerdir ?

Endometriozis, endometriozis implantlarının tam yeri, kapsamı ve derinliklerine ve skar dokusunun varlığı ve ciddiyetine dayalı olarak dört aşamadan biriyle (I-minimal, II-hafif, III-orta ve IV-şiddetli) sınıflandırılır.

Çoğu endometriyoz vakası minimal veya hafif olarak sınıflandırılır, bu da yüzeyel implantlar ve hafif skarlaşma anlamına gelir.

Orta ve şiddetli endometriozis tipik olarak kistlere  neden olur.

Endometrioz semptomlarının derecesine evreye bağlı değildir, ancak infertilite evre IV endometriozis de sık görülür.

Endometriozis belirtileri nelerdir ?

Endometriozisi olan kadınların çoğunda semptom yoktur.

En yaygın olan semptomlar:

Genellikle menstruasyondan önce ortaya çıkan ve menstruasyon sonrasında azalan ağrı
Ağrılı cinsel ilişki
Cinsel ilişki sırasında kramp
Bağırsak hareketi veya idrara çıkma sırasında kramp veya ağrı
Kısırlık
Pelvik muayene ile ağrı

Over yani yumurtalıkların görevi nedir ?

Yumurtalıklar kadın genital organlarının östrojen, progesteron  ve az miktarda testosteron üreten yapılarıdır. Rahimin her iki yanında Fallop tüpleriyle yakın temasta bulunurlar.

Yumurtalıklar ergenlik öncesi dönemde herhangi bir hormonal salgı işlevi göstermezken, ergenlik döneminden itibaren menopoza kadar çeşitli hormonlar üreterek kadının düzenli olarak adet kanaması görmesini sağlarlar.

Yumurtalıkların temel görevi her ay, yapılarında yeralan bir yumurta hücresini olgunlaştırmak ve olgunlaşma gerçekleştikten sonra bu hücreyi yumurtlama adı verilen işlevle muhtemel bir döllenmenin gerçekleşeceği fallop tüpü içine vermektir.

Bu olgunlaşma sürecinde salgılanan östrojen hormonu rahim iç tabakasına geçerek buranın muhtemel bir gebeliğe hazır hale getirilmesini sağlar, yumurtlama sonrasında salgılanmaya başlanan progesteron hormonu ise bu bölgeyi gebeliğin oluşumu için en elverişli duruma getirir.

Gebelik gerçekleşmediğinde yumurta hücresi yok olur ve belli bir süre sonunda progesteron hormonu salgısının da durmasıyla rahim iç tabakası adet kanamasıyla dökülür. Adet kanamasının ilk günü yukarıda anlatılan süreç tekrar başlar.

Yumurtalık dokusunda her ay devam eden bu döngü, dokuda yumurta hücreleri tükendiğinde ortadan kalkar. Döngü ve böylece adet kanamaları ortadan kalktığında kadın menopoz evresine geçiş yapmıştır.

Yumurtalık kistlerine üreme (doğurganlık) çağındaki kadınlarda sık rastlanır ve bu kistlerin çoğu selim tabiatlı, herhangi bir tedavi gerektirmeden kendiliğinden kaybolan oluşumlardır.

Fonksiyonel (işlevsel) kistler nedir ?

İşlevsel kistler ya folikülün büyümeye devam etmesiyle (folikül kisti) veya oluşan sarı cisimin gerilememesiyle (Corpus luteum kisti) ortaya çıkarlar.

İşlevsel kistler yumurtalıklarda üreme çağında en sık görülen kist türleridir.

Folikül kistleri

Yumurtlama sürecinde oluşan folikül adı verilen keseciğin aşırı büyümesiyle ortaya çıkarlar.

Bu kistlerin çoğu 5 santimetre veya daha ufak çaptadır ve genellikle belirti vermezler.

Folikül kistleri 1-3 adet döngüsü sonrasında kendiliğinden veya bu tür kistlerin varlığında doktor tarafından sıklıkla verilen doğum kontrol haplarının yardımıyla büzülerek kaybolurlar.

Corpus luteum kistleri

Folikül kistleriin aksine bu tür kistler genellikle ağrılıdırlar.

Yumurtlama sonrasında normal olarak oluşan sarı cisimin (Corpus Luteum) aşırı büyümesiyle veya bu yapının içine kanama olmasıyla ortaya çıkarlar.

Normalde belli bir süre sonunda ortadan kalkması gereken sarı cismin progesteron hormonu salgısına devam etmesiyle adet kanamasının gecikmesine neden olabilirler.

Bu kistler folikül kistlerinden daha büyük olmaya meyillidirler ve genellikle ilk saptandıklarında bir mandalina büyüklüğünde olup takip sürecinde daha da büyüyebilirler.

Folikül kistlerinde olduğu gibi kendiliğinden veya doğum kontrol hapları yardımıyla kaybolmaları mümkün olmakla beraber bu süreç folikül kistlerine göre daha uzun olabilir.

Endometrioma (çikolata kisti)

Endometriozis adı verilen durum yumurtalıklar içinde oluştuğunda burada içi koyu kahverengi, eskimiş kan dolu, sıvı çikolatayı andıran görünümde bir sıvı içeren kistik oluşumlar meydana gelebilir.

Polikistik over hastalığı (PKO)

Yumurtalık kistlerinde anlatılmış olmasına karşın burada tek büyük bir kist değil çok sayıda ve milimetrik boyutlarda kistin yumurtalık içinde bulunması söz konusudur.

PKO adı verilen durum herhangi bir nedenle yumurtlamanın uzun süreli olarak yarıda kalması sonucu oluşur. Her ay gelişerek çatlaması gereken folikül, gelişiminin belli bir aşamasında “takılır” ve ufak bir kist olarak yumurtalık dokusu içindeki yerini alır.

Bu durum uzun süreli tekrarladığında yumurtalık içinde yan yana dizili çok sayıda kist oluşur. Bu nedenle hastalığa poli (latince: çok sayıda) kistik over (latince: yumurtalık) adı verilir.

Dermoid kist (Teratom)

Yumurtlama işleviyle ilgisi olmayan bir kist türüdür. İçi vücudun çeşitli dokularıyla dolu olabilir. Kistin içinde en sık cilt ve kıl yapıları görülmekle beraber, bazen diş dokusu bile görülebilir.

Bu tür kistler ultrasonografide nispeten kolay tanınırlar.

Kistadenom

Yumurtalık dokusunu dıştan saran yüzey tabakasından gelişen iyi huylu tümöral yapılardır.

Gebelik döneminde ve özellikle de çoğul gebelik, mol gebeliği gibi gebelik hormonlarının fazlaca salgılandığı durumlarda Teka-Lutein kistleri adı verilen ve genellikle çift taraflı oluşan kistler görülebilir.

Gebelik oluşturmak için uygulanan yumurtlamayı sağlayıcı tedavilerde bir yan etki olarak yumurtalıklarda büyüme ve çok fazla sayıda kist oluşumu söz konusu olabilir.

Yumurtalık kistlerinin genel belirtileri nelerdir ?

Yumurtalık kistleri nispeten sık görülen oluşumlardır.

Büyük çoğunluğu kadında hiçbir belirti vermez ve başka bir nedenle yapılan jinekolojik muayene esnasında tesadüfen saptanır.

Belirti verdiklerinde ise bu en sık aşağıdaki gibidir:

Kasıklarda veya kasıklardan birinde ağrı
Karnın alt kısmında dolgunluk ve basınç hissi
İlişki esnasında ağrı
Adet düzensizliği veya adetlerin olağandan daha ağrılı olması, adet görememe
Çok büyük boyutlu kistlerde karında şişme veya ele kitle gelmesi
Göğüslerde dolgunluk
İdrar ve barsak şikayetleri
Kist torsiyonu (boğulması) belirtileri
Kist yırtılması (patlaması) belirtileri

Torsiyon nedir ?

Torsiyon ya da boğulma, bir kitlenin yerçekimi ve maruz kaldığı hareket ortamının etkisiyle kendi etrafında dönerek kendi damar dolaşımını tıkamasına verilen isimdir.

Damar dolaşımı tıkandığında kitlenin beslenmesi bozulacağından kitlede “dejenerasyon”, yani bozulma başlar. Bu bozulma şiddetli ağrı nedeni olabileceğinden karın ağrısı yaratabilecek diğer nedenlerin (apandisit gibi) araştırılması amacıyla ameliyat gerektirebilen bir durumdur.

Öte yandan boğulma sonucunda yumurtalık dokusunun da dolaşımı bozulduğundan yumurtalık dokusu işlevlerini kalıcı olarak kaybedebilir.

Kistin patlaması veya yırtılması

Yumurtalık kistleri büyüdükçe içlerindeki sıvının basıncı da artar. Her ne kadar basınç artmasına paralel olarak kistin duvar kalınlığı da artsa büyük kistler cinsel ilişki, egzersiz ve diğer bedeni zorlayan durumlarda yırtılabilirler.

Bu yırtılma genellikle “kısa süren batıcı bir ağrı” şeklinde belirti verir ve başka bir soruna yol açmaz. Ancak yırtılma esnasında kisti besleyen büyük bir kan damarı da yırtıldığında iç kanama olabileceğinden, böyle durumlarda da ameliyat gerekebilir.

Tanı nasıl konur ?

Yukarıda anlatılan belirtilerden biriyle doktora başvurulduğunda yapılan jinekolojik muayenede doktorun eline kitle gelir.

Tanının doğrulanması amacıyla yapılan ultrasonografide kistin tam yeri, boyutları, iç yapısı ve muhtemel tipi belirlenir. Yumurtalık dokusunda 20 milimetreden daha büyük bir içi sıvı dolu saptandığında kist şüphesi güçlenir.

Kistin tıbbi değerlendirmesinde bazen ek olarak bilgisayarlı tomografi, MR gibi ek görüntüleme incelemelerine gerek duyulabilir.

Yine kistin tipinin belirlenmesine yönelik olarak tümör markeri (“tümör belirteçleri”) adı verilen bazı özel kan incelemelerinin yapılması gerekebilir.

Tedavileri nasıldır ?

Yukarıda anlatılan tanı yöntemleri kistin varlığını kesin olarak ortaya koyar, ancak yapısını ancak tahminen belirleyebilir.

Kesin tanı kistin laparoskopi (kapalı ameliyat) veya laparotomi (açık ameliyat) adı verilen yöntemle çıkarılması ve patoloji uzmanı tarafından incelenmesiyle konulabilir.

Kistlerin tümü ameliyat gerektirmez.

Bir kistin ameliyatla çıkarılmasını gerektiren durumlar şu şekilde özetlenebilir.

Kistin şiddetli belirtilere neden olması veya tedaviye (doğum kontrol hapı) cevap vermemesi
Kistin torsiyon olma veya yırtılma (patlama) riskinin yüksek olması
Kistin bir yumurtalık kanseri olduğundan şüphelenilmesi.

Yumurtalık kistleri önlenebilir mi ?

Yumurtalık kistleri yumurtalıklarda her ay düzenli olarak folikül adı verilen ve normal yumurtlama sürecinin bir parçası olan yapıların görüldüğü üreme çağında sıklıkla ortaya çıkar ve bu nedenle fizyolojik sürecin “abartılı” olarak işlemesi sonucunda ortaya çıkan işlevsel kistleri tümüyle önlemek mümkün değildir.

Doğum kontrol hapları ise yumurtlama sürecini geçici olarak durdurduklarından bu ilaçları kullanan kadınlarda işlevsel yumurtalık kistleri çok daha az görülür.

Yine bu haplar endometriyozis, polikistik over gibi hastalıkların görülme sıklığını azaltarak kadını yumurtlıklarsda oluşabilecek bu tür kitlelere karşı da korurlar.

Uzun vadede doğum kontrol hapı kullanımının yumurtalık kanserine yakalanma riskini de etkili bir şekilde azalttığı bilinmektedir.

 

 

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.