Dil Ve Hastalıkları
Dilde Oluşan Hastalıklar
Dil tad almamızı ve konuşmamızı sağlayan çok önemli bir organdır. Tad alma duyusunu, dilin üstünde toplanmış olan tad alma cisimcikleri sağlar. Dilin arka kısmı genîşcedir, dil kemiği ile alt çene kemiğine bağlıdır. Ayrıca ince kaslarla gırtlak kapağına da bağlıdır. Ön kısmı tamamiyle serbesttir.
Dilin yapısı : Dil, çizgili kas tellerinden oluşmuş bir organdır. Her tarafı epitel dokusuyla kaplıdır. Dilin altında damarlar, çene ve dil altı bezlerinin kanal ağızları vardır. Dilin üstü türlü boylarda tomur ve dil papillalarıyla, memeciklerle kaplıdır. Bu memecikler çanaksı, mantarsı ve ipliksi olmak üzere üç gruptur. Çanaksı memecikler ortalama 9-11 tanedir. Dilin arka tarafında V şeklinde bir sıra olarak dizilmişlerdir. Mantarsı tad memecikleri de ortalama 150-200 tanedir. Bunlar çanaksı memeciklerin önünde, dil kenarlarında ve dil sırtındadır. Gözle kolaylıkla seçilebilirler. İpliksi memecikler, dil sırtının orta bölümünde fazladır. Dil memecikleri epitelin içindedir.
Çanaksı memeciğin yapısı : Çanaksı memecikler, diğer ikisinden büyüktür. Epitelyumun çanak ödevi gören girintilerinde bulunurlar; silindir biçimindedirler. Bu memeciklerin çeperlerinde yer yer tad alma cisimcikleri bulunur. Her tad alma cisimciği, destek hücrelerle bunların arasındaki tad alma hücrelerinden ibaretitr. Bu hücrelerin tabanlarında da tad alma sinirlerinin alıcı uçları vardır.
Çok duyarlı bir organ olan dil, tatmamızı da sağlar. Suda çözülmüş sıvı ve katı maddelerin tadını alır. Buna karşılık çözülemeyen maddelerin tadı yoktur. Böyle bir madde ağza girip dille temas etse de tadı alınmaz. Tükrük özsularında çözülen maddeler, tad alma cisimciklerindeki duyu hücrelerini uyarır. Duyu hücreleri de aldıkları kimyasal etkiyi hemen sinir enerjisine dönüştürürler. Bu duyu tad alma sinirinin yardımıyla boğaz dil sinirlerine geçer. Oradan beyindeki tad alma merkezine erişir. Çanaksı memeciklerin girintilerinde bulunan bezlerin salgıladıkları özsuiarıyla tadılan maddelerin özelliklerini anında değiştirirler. Bu sayede arkadan gelen diğer maddelerin tadının duyulması sağlanır. Yalnız çok zaman tad duyusuyla koku duyusu birbirine karışır. Ayrıca dokunmada en duyarlı organ olan dil ağıza giren yiyecek ve içeceklerin dokunmasıyla da ayrı şekilde etki alır. Dil, esas olarak tatlı, acı, tuzlu ve ekşiyi ayırır. Dil ucu tatlı, kenarları tuzlu, orta bölümü fekşi, arka bölümü de acı duyuları alır. Tad alma memeciklerinin çoğu iki, üç tada karşı duyarlıdır. Buna karşılık tad alma memeciklerinin bir kısmı da sadece bir çeşit tada karşı has-
şaştır. Bu arada dil sıcak ve soğuğa karşı da duyarlıdır. Çok fazla sıcak veya buz gibi bir yiyecek dili fazla etkileyeceği için bu besinin tadını hemen alamaz. Ancak sıcak ve soğuğun etkisi hafifleyince tadı alabilir.
Dil hastalıkları : Her organ gibi dilin de kendine özgü rahatsızlıkları vardır. Dil rahatsızlıklarının çoğuna da mikroplanmalar yol açar.
Aft: Ağızda bazen virüsler darı tanesi gibi kabarcıklar yapar. Bu kabarcıklar patlayınca sarımsı beyaz yaralar olur. Bunlara aft denilir. Çok acı veren bir rahatsızlıktır.
Glossitis : Dil iltihabına glossitis adı verilir. İhmal edilmiş çürük dişler, mikroplu diş etleri, fazla sıcak yiyecek ve içecekler, çok sigara içmek glossitise neden olabilir. Bu durumda doktor ağızdaki mikropları yok etmek için gargaralar verir. Fazla iltihaplanmalarda antibiyotikleri de kullanır. Dil iltihaplarına genellikle streptekok mikropları yol açar. Dil tamamiyle veya yer yer kızarır. Bazen de çatlar. Yine ateşli hastalıklar ve bu arada bunları tedavi için alınan ilaçlar da dili tahriş edebilir. Dil iltihabında doktorlar ayrıca B kompleks vitaminlerini de yüksek dozda verebilirler.
Lökoplazi: Dilde ve bazen de yanak içlerinde, diş etlerinde beyaz, kalın lekeler belirir. Buna lökoplazi denilir. Bu haşatlık, en fazla orta yaşlı veya orta yaşım aşmış erkeklerde görülür. Hastalığa ağız iltihabı, fazla alkol yahut sert tütünden yapılmış sigara içmek neden olur. Frengi de ağızda ve özellikle dilde lökoplazi yapabilir. Frengi dışında diğer nedenlerde doktor, iltihabı, giderici, ağzı rahat ettirici gargaralar verir. Belirli antibiyotikleri içirir. Hastalık ihmal edilirse dilde yarıklar olur; sonra da dilde ve ağız içinde kanser görülebilir.
Ludvvig anjini : Ludvvig anjini dilin iltihaplanmasına ve şişmesine neden olur. Bu acı veren bir rahatsızlıktır. Dil ağızda rahat hareket edemez. Doktor hastaya antiseptik gargaralar, antibiyotikler verir.
Kanser: Ağızda olduğu gibi dilde de kanser olabilir. Ağızdaki yaralar hemen tedavi edilirse kansere dönüşmeleri önlenebilir. Bu kötü hastalıkta erken tedavi şarttır.
Noma : Noma ağız kangrenidir. Bu hastalığı hemen tedavi ettirmek gerekir.
Paslı dil : Sağlıklı insanda dil kırmızımsı pembedir. Ama bazen dilin üstü beyazımsı, sarımsı bir tabakayla kaplanır. Buna da dil pası denilir. Mide bozukluklarında dil pası görülür. Ayrıca ateşli hastalıkların hemen hemen hepsinde dil paslanır. Bazen dilin üstündeki beyazımsı tabaka iyice kalınlaşır dil, tüylüymüş gibi bir hal alır. Buna halk arasında «kıllı dil», «tüylü dil» denilir. Bu tabakayı gidermek için bazı kimseler dilin üstünü bir kesme şekerle kazırlar. Kalın tabakanın üstü, böyle biraz alınırsa da bu pek sağlıklı bir yol değildir. En iyisi bir diş hekimine giderek dilin üstündeki bu tüylü gibi tabakayı temizletmektir.
Ülser: Ülser dil ucunda veya kenarlarında olabilir. Bunlar ufak fakat çok acı veren yaralardır. Bunlara uçukları yapan mikroplar neden olabilir. Dilde beliren diğer tür ülserler de çok önemli bir hastalığa delalet edebilir. Frengi, verem ve lösemide dilde bu tür yaralar olabilir. Doktor ülserleri hemen tedavi etmelidir.
Şişme : Dil şişmesine Ludvvig Anjini dışında alerjiler, bazı iltihaplar ve zehirlenmeler neden olabilir. Dil şişer şişmez doktorla konuşmalı, bu durumun nedeni araştırılmalıdır. Dil şişmesine alerji yol açıyorsa doktor alerjiyi yatıştıracak, şişleri indirecek antihistaminik ilaçları verecektir. Ayrıca dili şişiren alerjeni de arayıp bulmak ve ondan uzak kalmak gerekebilir. Diğer dil şişmelerinde doktor sebebe göre tedavi uygular.
Soyulma : Bazen de dilin üstü soyulur. Dilin üstünde bazı kısımlar dümdüz ve kıpkırmızı olur. Bu kısımlar aynı zamanda acır. Günümüzde bu tür soyulmalarda doktorlar B kompleks vitaminleri vermektedirler. Böylece dil eski haline gelmektedir. Bu tür dil soyulması da ateşli hastalıklar, fazla antibiyotik alma nedeniyle olabilir.
Yara : Dildeki yaralar ülserlerdir. Fakat bazen dilin genellikle ön kenarları yakınında sert yara açılır. Bu da kanserdir. Kanserli kısım ameliyatla çıkarılır. Yahut radyoterapi uygulanır (Bak. Kanser). Ancak yemek yerken dilini ısıran bir insanın ağzında da yara olabilir. Dilde böyle ısırıktan dolayı olan yarayı görüp telaşlanmak, kötü düşünceye kapılmak yanlıştır. Fakat ağızda bir rahatsızlık varsa bir doktora başvurmak çok yerinde olur. Ağzı devamlı temiz tutmak dilin de sağlıklı kalmasına yardım eder. Dişleri her gün yemeklerden sonra üç defa ovmak, zaman zaman ağzı antiseptik sıvılarla çalkalamak da dilin sağlığını korur.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.