Deri Ve Deri Hastalıkları
Deri Hastalıkları Neden Olur
Deri vücudumuzu koruyan bir örtü olan deri aynı zamanda, vücudun en büyük organıdır. Ağırlığı ortalama 3 kilodur, kalınlığı da vücudun çeşitli yerlerine göre değişir. Avuçlar ve tabanlarda 3 mm. göz kapaklarında 1 mm. ensede 4 mm. kalınlığındadır. Vücudun diğer kısımlarında da genellikle 2 mm. kalınlığında olur. Derinin yüzölçümü de ortalama 1,5-2 metrekaredir. Deri yaşa, iklime ve ırka göre de değişik renklerde olur. Vücudu mikroplardan, kimyasal maddelerden, yabancı cisimlerden ve kozmik ışınlardan korur, ayrıca dokunma duyusu organıdır. Deri çıplak göz ile düz gibi görülür. Aslında düz değil girintili çıkıntılıdır, kıl kökleri de deride bulunur.
Derinin yapısı : Deri iki tabakadan oluşur. Bunlardan üst deriye epidermis, alt deriye dermiş denir.
Üst deri : Derinin yüzeyindeki tabakasıdır. Bu deri kat kat epitel hücrelerinden oluşmuştur. İçinde damar yoktur. Üst deri hücreleri, dokular arası sızıntıyla beslenir. Üst deri de iki tabakadan oluşmuştur. Üstte ölü ve yassı hücrelerden oluşmuş boynuzsu veya keratinli tabaka vardır. Bunun altında da canlı, silindirik hücrelerden oluşmuş malpigi veya üreyen tabaka bulunur.
Boynuzsu tabaka: Boynuzsu tabaka üst üste sıralanmış, boynuzsu ölü hücrelerden oluşur. Bu tabaka sıcak ve soğuğu iyi iletemez. Yine bu tabaka, deri ovalandığı, yıkandığı zaman pul halinde sıyrılır ve dökülür, çok sertleşirse nasırlaşır.
Malpigi tabakası : Boynuzsu tabakanın altın da düzenli sıralar halinde malpigi tabakası görülür. Silindirik yapılı hücreler bu tabakayı oluşturur. Malpigi tabakasının dışa yakın kısımlarındaki hücrelerde deriye renk veren boya tanecikleri vardır. Deri, ırklara göre rengini bu boya taneciklerinden alır. Beyaz ırkta deriye renk veren madde azdır. Siyah ırkta deriye renk veren madde çoktur. Malpigi tabakasının alt deriye değen kısmındaki hücreler hızla çoğalan türdendir. Tırnakları ve kıl köklerini bu tabaka yapar.
Alt deri : Alt deri katılgan dokudan oluşmuş, gevşek yapıda bir tabakadır. Alt deride bol kılcal damar, sinir telleri, dokunma cisimcikleri, yağ ve ter bezleri, kıl kökleri ve kaslar bulunur. Bunların arasını telimsi katılgan doku doldurmuştur. Deri altında ayrıca yağ birikintileri de vardır. Alt deri, yapısı sayesinde dıştan gelebilecek her çeşit basıncı etkisiz kılan ve iç organları koruyan özelliklere sahiptir. Alt derinin üst deriye bakan kısmında pek çok girinti ve çıkıntı görülür. Üst deri de bu yapıya uyar. Deri üstünde görülen kıvrımların nedeni de budur. Parmak izleri bu girinti ve çıkıntılardan oluşur ve her insanın parmak izi farklıdır.
Deri bezleri : Deride pek çok bez de vardır. Bunlar 3 grupta toplanır: Ter bezleri, yağ bezleri ve süt bezleri.
Ter bezleri: Tüp şeklinde ve yumak gibi kıvrılmış bezlerdir: Yumak kısmında tek katlı epitel bulunur. Kanal çevresinde hücre dizileri fazladır. Her ter bezi bir malpiki borusu özelliğini taşır. Ter bezleri, üst derinin alt deriye doğru kıvrılmasından oluşmuş ve alt derinin derin kısımlarına yerleşmiştir. Ter bezleri buradan birer kanalla deri yüzüne açılır. En fazla ter bezi alında, avuç içlerinde, ayakların içe dönük kısımlarındadır. Deri günde ortalama 500 santimetreküp teri dışarıya atar. Korku ve heyecan sırasında, ekzersiz sırasında ter salgısı artar. Derinin her milimetrekaresine iki ter bezi düşer. Bir insanda 2 milyona yakın ter bezi bulunur. Ter bezleri derinin solunumunu sağlar. Vücut ısısını belirli derecede tutar. Ter bezlerinin salgısı yani ter, sulandırılmış idrar bileşimindedir.
Yağ bezleri: Yağ bezleri bir veya birkaç alveollü bezden meydana gelmiştir. Bu bezler salgılarını kıl yuvasına verirler. Yağ da buradan deri yüzüne çıkar. Yağ bezleri saç ve burun kılı diplerinde fazladır.
Süt bezleri : Kadınlarda göğüsün ön kısmındaki memelerin içinde süt bezleri vardır. Memeler süt bezleri ve bunları çevreleyen yağ dokusuyla deriden oluşmuştur.
Tırnaklar: Tırnaklar, üst derinin malpiki tabakasından oluşan boynuzsu maddelerdir. Tırnaklar daima dışa doğru büyürler ve parmak uçlarını korurlar. Dipleri ve tabanları canlıdır. Dolayısıyla kesildikçe uzarlar.
Kıllar: Kıllar üst deride oluşur. Kıllar, vücudun çeşitli yerinde sık veya seyrek, uzun veya kısa, sert veya yumuşak olarak bulunurlar. Derinin dışında kalan kısma kıl sapı, derinin içinde kalan kısma da kıl kökü adı verilir. Alt deride de kıl kökü vardır. Bunun şişkin kısmına kıl soğanı denilir. Kılcal damarlar ve sinirlerin ince telcik-leri buraya erişir. Kıl, kılcal damarlar sayesinde dibinden beslenerek büyür. Ürperme liflerinin bir ucu da kıl soğancığına yapışıktır. Kılların, saçların rengi, köklerindeki hücrelerde bulunan boyalı taneciklerin üreyen hücrelerle birlikte yukarıya çıkmasından oluşur. Her saç teli ve kılın yaşama süresi farklıdır.
Deriyi temiz tutma : Deri daima temiz tutulmalıdır. Kabilse her gün banyo ve duş yapmalıdır. Bu sayede üstteki ölü hücreler dökülür ve deri, gözenekleri vasıtasıyla iyi soluk alır. Teri de rahatlıkla dışarıya verir. Ayrıca yıkanmak derinin mikroplardan korunmasını sağlar, direncini arttırır.
Deri hastalıkları: Derinin de bazı hastalıkları vardır. Bu arada bazı hastalıklar da deride döküntü, kızarıklık, kaşıntı yapar. Aslında bunlar deri hastalıkları değildir ama deriyi de etkilerler. Alerjiler de vücutta döküntüler, kaşıntı, kızarıklık yapar. Özellikle kontakt alerjisi yani temas alerjisi derinin kaşınmasına, kızarmasına neden olabilir (Bak. Alerjiler).
Dermatit: Deride bilinen nedenlerle olan iltihaplanmalara verilen genel addır. Dermatite pek çok nesne yol açabilir. Derinin asitler, alkaliler, sert sabunlar, antiseptikler, deterjanlar yüzünden tahrişi bir nedendir. Yine bazı makyaj malzemesi, deriye değen belirli madenler (saat kayışı tokası, kopça vb.) dermatit yapabilir.
Doktor, önce tahrişe neden olan maddenin anlaşılmasını sağlar ve hastanın bu maddeyle temasını keser. Hafif iltihaplanmalarda doktor cilde sürülecek antiseptikler verir. Fakat enfeksiyon ağırsa aynı zamanda ağızdan antibiyotiklerin alınması da gerekebilir. Dermatit tedavisinde kortizonlu pomatlardan da yararlanılır.
Deri soyulması : İltihap veya yaralanma sonucu ölü deri, sağlam deriden ayrılır. Bu durumda hekim küçük bir cerrahi müdahalede bulunabilir. Ölü derileri temizleyip yarayı sarar. Gerekirse zaman zaman pansuman da yapar. Hafif vurma, bereleme vb. yüzünden olan deri soyulmasında ise o kısmın etrafına tentürdiyot sürmek yeterli olabilir. Ama önemli soyulmalarda doktorla konuşmalıdır.
Dishidros : Dishidros, daha çok ilk ve sonbaharda ellerde ayaklarda görülen bir deri hastalığıdır. El ve ayaklarda kabarcıklar belirir. Küçük kabarcıklar şiddetle kaşınmaya başlar ve sonra su toplarlar. Bir süre sonra kabarcıklar patlar ve içlerindeki sıvılar çıkar. Kabarcıkların üstü kabuklanır. Kısa süre sonra da el ve ayakta kabarcık kalmaz. Ama hastalık bir süre sonra tekrarlayabilir. El ve ayaklarda kabarcık olunca hemen doktora başvurmalıdır. Doktor bazı deri merhemleriyle bu hastalığı geçirir.
Egzama : Egzama alerjik olduğu düşünülen bir cilt hastalığıdır. Buna cilde temas eden alerjenler de, solunan alerjenler de neden olabilir. Yine sıcak, soğuk, ışık, sinir bozuklukları da egzamaya yol açabilir.
Hastalık, deride sivilcelerle ortaya çıkar. Sivilceler patlayınca kırmızı renkli, kolay çatlayan kupkuru deri görülür. Egzama hafifse kısa süre sonra deri düzelir. Fakat ağırsa deride kalınlaşma olur. Egzamanın başında kaşıntı vardır ve hastalık boyunca bu kaşıntı devam eder. Doktorlar, hastalarının kaşınmaması için kabil olan her çeşit önlemi alırlar. Çünkü kaşınma mikroplanmaya yol açar ve enfeksiyon çabucak yayılabilir. Bu yüzden sivilcelerin kuruması ve kabuklanması da zorlaşır. Ayrıca deri daha da fazla kalınlaşır. Doktor tedavide hastanın tepki gösterdiği maddelerden uzaklaştırılmasını ister. Sonra deriye sürülecek kortizonlu merhemler ve enfeksiyonu önleyici merhemleri verir. Doktor, ayrıca kaşıntıyı gidermek için de bazı ilaçlar verebilir.
Lupus: Derinin verem mikrobu yüzünden rahatsızlanmasıdır. Hastalık deride lupoma adı verilen ufak bir kabartıyla ortaya çıkar. Bu kabartı en fazla yüzde görülürse de vücudun başka yerlerinde de olabilir. Bu kabartı kabuk bağlayıp geçince yerinde iz bırakır. Çok zaman genç kadınlarda görülen lupus, geçtikten sonra, kalan izi plastik ameliyatla düzelttirmek kabildir. Doktor, hastalığı tedavi için streptomisin veya antibiyotiklerden bazılarını kullanır. Bazen kabartılar birden fazla da olabilir.
Lupus eritematosus : Bu da lupusun başka bir türüdür. En fazla orta yaşlı kadınlarda görülen bu hastalıkta özellikle yüzde küçük küçük kırmızılıklar belirir. Çok zaman, fazla güneş banyosu yapan kadının cildinde epeyce büyük yer kaplar. Bunlar bazen kabarık lekeleri de andırır. En fazla burun üstü, yanaklar ve ellerin üstünde olurlar. Kabartılar çabuk kabuklanır. Yalnız bu kırmızı kabartılar birbirleriyle de birleşerek büyük yer kaplayabilirler. Bu hastalık ciltte iz bırakır ve ayrıca kroniktir. Doktor, tedaviye başlayınca hastasının güneşe çıkmasını engeller. Yine cildin rüzgârdan da korunmasını uygun bulur. Doktor, cilde sürmek için merhemler verir ve bazı ilaçlar kullanır. Bu hastalığın kesin bir tedavisi yoktur. Bazı kimselerde hastalık çabuk geçer ama bazılarında çok uzun süre devam eder.
Kist dermoid: Kist dermoid, deri altında oluşan kistlere verilen addır. Bu kistler doğuştan olabilir, veya yaralanma yahut ameliyat sonucu ortaya çıkar. Deri altında doğuştan olan veya sonradan meydana gelen bu kistlerin ameliyatla alınması gerekir.
Kanser : Pek çok organda olduğu gibi deride de kanser görülebilir. Deriyi tahriş eden bazı maddelerin kansere yol açtığı söylenmektedir. Bunların başında ışınlar gelir. Fazla güneş ışınlarının cildi tahriş ettiği ve kansere neden olduğu ileri sürülmektedir. Cilt kanseri başlangıç halinde daha kolay tedavi edilebilmektedir.
Mantar: Tıpta adı fungus olan mantarlar bazı cilt hastalıklarına neden olurlar. Bunlar 3 grupta toplanır. Mantar yüzünden deride olan hastalıklar çok bulaşıcıdır. El sıkışmayla, derinin temasıyla geçebilir. Yüzme havuzları, hamamlar ve okullarda bu tür mantarın neden olduğu hastalıklar kolaylıkla bulaşır. Mantarlar vücudun her tarafını rahatsız edebilirler.
Deri hastalığı yapan mantar : Hastalık vücudun bir yerinde veya bazı kısımlarında küçük kabartılarla başlar. Bu kabartılar zamanla esmerleşip koyulaşır ve sonra pul pul olur. Mantar hastalığı tedavi edilmezse bütün vücuda da yayılır. Bu hastalıkta doktor, kabartıların üstüne devamlı sürülmesi için bazı ilaçlar verir. Böylece mantar hastalığı bir süre sonra geçer.
Başta mantar : Çocukların başlarında mantar enfeksiyonları görülebilir. Mantar saçların içine yayılır. Bazı vakalarda saç kıllarını zayıflatır ve döker. Yani bir tür kellik yapar. Mantarın enfekte ettiği kısımlar yuvarlaktır, ortaları beyaz kenarları kırmızı olur. Ağır bir mantar enfeksiyonu olan favus’da başta oldukça geniş saçsız kısımlar belirir. Favus daha çok çocuklarda olur ama büyüklerde de aynı enfeksiyon görülebilir. Doktor, favusu tedavi etmek için baştaki yaralara veya açılan yerlere sürülecek merhemler ve ağızdan alınacak ilaçlar verir.
Ayakta mantar: Ayaklarda olan mantar enfeksiyonuna atlet ayağı denilir. Bu enfeksiyonda ayaklar kaşınır, kızarır. Ayakta ekzema varmış gibi bir durum olur. Atlet ayağı ayrıca sancı da yapar. Bu hastalık hamam, plaj, yüzme havuzu gibi yerlerin ıslak yahut nemli kısımlarında yalın ayak dolaşmakla alınır. Doktor hem ayaklara sürecek ilaçlar hem de ağızdan alınan ilaçları verebilir. Ayrıca ergenlik çağından çıkmış erkek çocuklarda aynı mantar enfeksiyonu apış aralarında görülebilir. Bu çok rahatsızlık veren bir durumdur. Fakat rahatlıkla tedavi edilebilir.
Mayasıl : Mayasıl, el, ayak ve. bazen de burun ve kulak derisinde görülen kaşıntılı bir iltihaptır. Bunun soğuk havayla ve düzensiz kan dolaşımıyla ilgisi olduğu söylenmektedir. En fazla el ve ayak parmaklarında olur. Hastalık derinin morarması, yanması ve kaşınmasıyla ortaya çıkar. Kaşınan kısımlarda kabarcıklar belirir. Ağrı da yapan bu kabarcıklar patlayınca geç iyileşen yaralar oluşabilir. Tedavide soğuk havalarda hastaya yün eldiven, kalın çorap ve bot giydirilir. Evin ısısının da normal olması sağlanır. Yine ayağı veya elleri rahatsız etmeyen sıcaklıkta banyolar da ferahlık verir. Mayasılın kesin tedavisi yoktur. En doğru önlem bu kısımları soğuktan korumak, sıcak tutmaktır.
Melanom; Melanom, derideki koyu renkli ve kabarıkça, bazen, üstünde kıl bulunan lekedir. Melanom bir hastalık belirtisi değildir. Deride yeni çıkan tek bir ben melanom olabilir. Farke- dince derhal bir doktorla konuşmak gerekir. Çünkü bunların habis olma ihtimalleri çok fazladır ve erken tanıyla kurtulma şansı artar.
Pellegra : Pellegra vücutta nikotinamid eksikliği yüzünden olan bir hastalıktır. Yani bu doğrudan doğruya bir deri hastalığı değildir. Vücuttaki bu eksiklik, şiddetli ishal, beyin işlemlerinin bozukluğu ve derinin iltihaplanmasına yol açar. Dengeli ve yeterli beslenme uygulayanlarda pellegra olmaz. Besinlerden bol vitamin alan kimselerde de bu hastalık görülmez. Ama iyi beslenemeyen kimselerde ve alkoliklerde pellegra ya sık rastlanır.
Pruritus : Pruritus, tıpta kaşıntıya verilen addır. Kaşıntının çeşitli nedeni olabilir. Genellikle cilt kaşıntısında kalamin losyonu yeterli olabilir. Fakat alerjinin sebep olduğu kaşıntılarda doktor antihistaminli ilaçlar verir. Kaşıntının önce nedenini bulmak, sonra tedavi uygulamak gerekir.
Sedef hastalığı: Sedef hastalığı veya tıptaki adıyla psoriasis çok sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Deride simetrik olarak kırmızılık ve pullanma görülür. Sedef hastalığının nedeni hâlâ bilinmemektedir. Yalnız bunun soyaçekime bağlı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca sedef daha çok erişkinlikte ortaya çıkmaktadır. Kızarıp, pullanan deri biraz kaşınır. Sedef tehlikesiz bir hastalıktır. Doktorlar genellikle kırmızılıkların olduğu kısımlara sürülmek için katran ve asit salisilik merhemi verir, veya başka salisilik asitli pomatlardan yararlanırlar. Yalnız hasta bu merhemleri fazla sürmemelidir. Ayrıca hastalık ağır ağır iyileştiği için de üzülmemelidir. Hasta, sedefin zamanla geçeceğine inanırsa daha çabuk iyileşir. Fakat sedefin hemen geçmesini sağlayacak bir ilaç veya kesin bir tedavi yoktur.
Skleroderma : Skleroderma çok ender rastlanan bir deri kalınlaşması ve sertleşmesi hastalığıdır. Deride kalınlaşma olurken hasta yutkunmakta da zorluk çekmeye başlar. Barsakların çalışması aksar çünkü yutağın ve barsakların içinin yapısında da değişiklikler olmuştur. Bu hastalığın kesin bir tedavisi yoktur.
Uyuz : Uyuz bulaşıcı bir cilt hastalığıdır. Bu hastalığa da pek küçük bir böcek sebep olur. Sarcoptes scabei adındaki böcek deride yarım santim boyunda tüneller açar. Bunların ucunda beliren minik sivilcenin içinde de böcek bulunur. Bu sivilceler birer toplu iğne başı kadardır. Uyuza en fazla elde, parmak aralarında rastlanır. Uyuz bileklere kadar ilerleyebilir. Ayrıca erkek üretim organlarında ve özellikle peniste olabilir. Bu durumda penis uyuzu bir zührevi hastalık sayılır. Böcek, tüneli açtıktan sonra bunların içine yumurtlar. Böcekler bu kanallarda yumurtalardan çıkarlar. Bu arada şiddetli kaşınmalar olur. Uyuza neden olan böceklerin, yumurtadan çıkmasından bir hafta sonra erişkin hale geldikleri bilinir. Yani hasta tedavi görmezse erişkin hale gelen böceklerin dişileri de açılan tünellere yeni yumurtalar bırakacaklardır. Bazen tedavi edilmeyen uyuzun dirseklere, koltuk altlarına ve sırtı sardığı görülür. Penis uyuzu da seks organlarını sarıp kasıklara ve karna kadar çıkabilir. Hasta çok kaşındığı için uyuzlu olan kısımları tırnaklayabilir kanatabilir. Bu da tırnaklanan yerlerin mikrop kapmasına yo! açabilir. Uyuz, vücudun hemen hemen her yerine yayılabilir. Sadece yüz ve boyunda olmaz.
Doktor, muayene sonucu uyuz olduğunu anlayınca hastanın her gün yıkanmasını ister. Eskiden uyuzu olanlar katranlı sabunla yıkanırlardı. Şimdi başka sabunlar da kullanılmaktadır. Ayrıca banyodan sonra uyuz olan yerlere benzi! benzoatlı bir ilaç sürülür. Bazı doktorlar bunu uyuz olmayan kısımlara da sürdürürler. Hastanın çarşafları, örtüleri, giyip çıkardıkları kaynatılır ve güneşe asılır, veya etüve sokulur. Hastanın yakınları veya hastayla devamlı teması olan kimselerin de hekime muayene olmaları çok uygundur. Doktor onlara da banyo ve aynı ilacı verebilir. Hasta, genellikle her gün banyo yapmakla birlikte ilacı iki günde bir sürer (benzil benzoat bir gün sürülür bir gün bırakılır). Böylece uyuz hastalığı kısa bir süre içinde tedavi edilir. Fakat yaygın uyuzlarda tedavi süresi de uzar. Ayrıca seks organlarında uyuz olan hastaları doktorların çok iyi muayene etmesi de gereklidir. Çünkü uyuz böceğinin peniste açtığı tüneller sifilis yaralarıyla karışabilir.
Ülser: Ülser, bir epitel yüzeyinde deri veya mukoza altı dokuların ortaya çıkmasına neden olan kronik yaralara verilen genel isimdir. Dolayısıyle midede olabileceği gibi deride, ağız mukozasında da ülser görülebilir. Derideki ülserlere en fazla sinir sistemi hastalıkları neden olur. Çünkü sinir hastalığı yüzünden acı duyusu yok olmuştur. İnsan vücudunu oraya, buraya çarpar ve farkına varmadan yaralar. Ayrıca frengi, kanser gibi hastalıklar da ciltte ülserler yani yaralar açar. Ağır hastalık, kırık gibi nedenlerle devamlı yatakta yatan kimselerin de kaba etlerinde yaralar görülür. Buna da basınç, kan dolaşımının yetersizliği neden olur. Deri ülserinde önce yaraların nedeni bulunmalı ve hemen sonra tedaviye geçilmelidir.
Vltiligo : Deride birden beyaz lekelerin görülmesidir. Cilt açık renk de olsa vitiligonun benekleri veya lekeleri daha açık hatta bembeyazdır. Bunlar belirli bir kısımda olabildiği gibi vücudu da kaplayabilir. Vitiligonun çaresi yoktur. Beyaz lekeler görünüşü etkiler ve cildi çirkinleştirir. Lökoderma da denilen vitiligo üstünde hâlâ araştırmalar yapılmaktadır. Bazı vitiligo vakalarında vücutta birkaç beyaz benek belirmekte ve öyle kalmaktadır. Fakat bazılarında beyaz benekler gitgide artmakta ve hemen hemen bütün vücudu sarmaktadır. Eskiden bunun sadece zencilerde görülen bir hastalık olduğu sanılırdı.
Yılancık : Yılancık, tıptaki adı erizipel olan bir deri enfeksiyonudur. Derideki küçük sıyrık veya yaradan vücuda giren streptekok mikrobu bir kızartıya neden olur. Bu kısım şişer ve ağrır. Hastanın ateşi çıkar, zaman zaman da titrer. En- fekte olan kısmın sınırları büyük bir hızla genişler. Günümüzde yılancık kolaylıkla tedavi edilmektedir. Antibiyotikler yılancığı geçirmektedir. Genellikle 10 gün penisilin iğnesi yeterlidir.
Zührevi Hastalıklar: Bazı zührevi hastalıklar, deride yaralara, kızartılara neden olurlar. Hatta bu tür hastalıklardan bazıları deride ülsere yani derin yaralara da sebep olabilir. Vücudunda sebebini bilmediği bir yara açılan kimsenin hemen doktora başvurup muayene olması gerekir. Böylece hem yara çabucak tedavi edilir, hem de bir hastalık varsa ilerlemesi engellenir.
Diğer deri hastalıkları : Derinin önemli sayılan hastalıkları belirtilmiştir. Ancak vücudu tamamıyla kaplayan ve dış etkenlerden koruyan derinin pek çok rahatsızlığı olacağından da kuş1 ku yoktur. Çünkü her gün mikroplarla, virüslerle, zararlı maddelerle, alerjenlerle, yabancı cisim lerle, sıcak ve soğukla, güneş ışınlarıyla, hatta bazı zararlı ışınlarla karşılaşan ve bunlardan zarar görürken yine vücudu koruyan organ deridir. Dolayısıyle bu dış etkenler deriye küçük veya büyük zararlar verebilirler. Akneler, sivilceler, çıbanlar, çürükler, berelenmeler, yanıklar hep derinin problemleridir. Bu konularla ilgili bilgiler ayrı adlar altında verilmiştir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.