Antioksidan bakımından en zengin gıdalar içinde yüksek bir ORAC (oksijen radikali emme kapasitesi) puanı var. Bu narin meyve, dört önemli besin için önerilen günlük değerin en az üçte birini içerir ve erken cilt yaşlanmasından agresif kanserlere kadar her şey ile mücadele edebildiği tespit edilmiştir. Zengin bir geçmişi vardır ve neredeyse her tür tatlıda kullanılabilir. Böğürtlenlerin şaşırtıcı sağlık yararları hakkında her şeyi öğrenmek için okumaya devam edin.

 

Kanserin Büyümesini Önleyebilir ve Yavaşlatabilir

Böğürtlenin en çok araştırılan sağlık yararlarından biri, kanserle mücadele eden bir gıdaya dönüşme yeteneğidir. Bunun nedeni büyük ihtimalle böğürtlendeki zengin antioksidanlardan kaynaklanıyor. Böğürtlen, kanserle mücadele yetenekleri ile bilinen bir antioksidan sınıfı olan polifenoller içerir. Özellikle, antosiyanin (belirli bir polifenol) bu meyve içinde yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Antosiyaninler, böğürtlen tarafından kanser gelişimine karşı kullanılan birincil silah olarak düşünülür.

 

Örneğin, taze böğürtlen özütünün insan akciğer hücresi kanseri dizisinde tümör önleyici etkiler sergilediği bulundu. Kanser hücrelerinin çoğalmasına (büyümesine) neden olan oksidatif stres düzeyleri, böğürtlenlerde bulunan antosiyaninler tarafından engellenir. Akciğer kanseri açısından; böğürtlenlerde bulunan spesifik bir antosiyanin olan siyanidin-3-glukositin; kanserli akciğer tümörlerinin büyümesi üzerindeki etkinliğini gösteren en az bir çalışma yapılmıştır.

 

Genel olarak, böğürtlenin, kansere neden olan bazı hücre mutasyonlarını önlemeye yardımcı olduğu bilinmektedir. Kanser nedeni her insan için karmaşık ve farklı olmakla birlikte, özellikle DNA ve sağlıklı hücrelerin mutasyonu, bu hastalığın büyümesine yol açtığı için böğürtlen gibi antioksidan bakımından zengin gıdaları yiyerek bu mutasyonu baskı altına alabilirsiniz.

 

2006 yılında UCLA tarafından yapılan bir araştırma, böğürtlen de dahil olmak üzere altı farklı çilek çeşidinin ağız, meme, kolon ve prostat kanserleri üzerindeki etkisini araştırdı. Altı meyve özütünün her birinin kanserli hücreler üzerindeki etkileri araştırmacıları, bu meyvelerin kanseri tedavi etmedeki etkisini araştırmaya devam etmek için teşvik edecek nitelikteydi.

 

Böğürtlenin kanseri önleyici özelliklerinde bir faktör de K vitamini olabilir. Bir porsiyon böğürtlende prostat, kolon, mide, burun, ağız ve karaciğer kanserlerinin önlenmesinde ve mücadelesinde rol oynayan K vitamininin günlük alınması gereken miktarının üçte biri bulunur.

Beyin Fonksiyonunu Geliştirir

Böğürtlenin inanılmaz miktardaki besleyici yükü bu meyveyi zihin sağlığı için dikkate değer bir ajan yapıyor. Motor beceriler ve kısa süreli hafıza üzerine odaklanan ön çalışmalar, böğürtlenin beyin performansının artmasında büyük potansiyele sahip olduğunu ve antioksidanların yüksek olduğu diğer meyveler gibi büyük potansiyel taşıdığını bulmuştur. Bazı raporlara göre düzenli böğürtlen yenildiğinde kısa süreli hafıza büyük ölçüde iyileşiyor.

 

Manganez, böğürtlenlerde bulunan ve beyin fonksiyonları için hayati önem taşıyan bir besindir. Vücudunuzdaki manganezin önemli bir yüzdesi beyninizin sinirlerinde bulunur. Beyindeki manganezin önemi nedeniyle; manganez eksikliği epilepsi gibi beyin sorunlarıyla bağlantılıdır. Beyin sinirlerinin doğru şekilde ateşlenmesini sağlamak için diyetinizde uygun miktarda manganez almak çok önemlidir.

 

Ayrıca, böğürtlenin ve böğürtlen özütünün beyin hücrelerini dejenerasyona karşı koruma yeteneğine sahip olduğu görülüyor. Bir kez daha söylemek gerekirse, bu durum, kandaki polifenol konsantrasyonunun artmasından kaynaklanıyor. İlginçtir ki, böğürtlen işleviyle ilgili belirli bir araştırma, yabani böğürtlen önemli koruma yeteneği gösterdiği halde, ticari olarak satılan böğürtlen çeşitlerinin hiçbir etkisi olmadığını belirtti.

Enflamasyonu Azaltır, Enfeksiyonu Savuşturur ve Bağışıklığı Artırır

Antioksidanlar, böğürtlenin en önemli sağlık faydalarından biri olarak lanse edildiğinden, vücudunuzu oksidatif stres ve çok sayıda hastalıktan sorumlu kronik enflamasyondan korumak için düzenli olarak tüketilen ana gıdalardan biri olmalıdır.

 

Görüyorsunuz, iltihaplanma birçok hastalığın kökenindedir. Antioksidanlar vücudun zararlı hücrelere karşı kendini savunmasının bir parçası olmakla birlikte, Batı diyeti özellikle antioksidanlar bakımından yetersizdir ve hastalığa neden olan iltihaplanmayı artırma eğilimindedir. Böğürtlen doğal olarak iltihaplanmada azalmaya neden olur ve vücudunuzun işlemlerinin olması gerektiği gibi gerçekleşmesine izin verir.

 

Böğürtlenin iltihaplanma ile mücadele yeteneğine bir örnek, mide ülserlerine karşı koruma içermesidir. Bir çalışmada, böğürtlenlerden elde edilen ve elajitanin içeren bir özüt verildiğinde mide ülserinde yüzde 88’lik bir azalma olduğu bulundu.

 

Antienflamatuar gıdalar çoğu zaman antioksidanlar bakımından yüksek gıdalarla birlikte ele alınır ve böğürtlen de bir istisna değildir. Bütün olarak, böğürtlen gibi sağlıklı besinler iltihap ile savaşıyorlar, aynı zamanda vücudunuzdaki oksidatif stresin neden olduğu serbest radikal hasarını azaltmaya yardımcı oluyorlar.

 

Serbest radikaller güneşe maruz kalma, fazla işlenmiş gıdalar veya ilaç kullanımı nedeniyle aşırı üretildiği zaman yaşlanma ve bağırsak florasında bozulma gibi hasarlar meydana gelir. Böğürtlen ve diğer meyvelerde bulunan antioksidanlar oksidatif stresle savaşabilir, hastalıkların başlangıcını veya gelişimini ve erken yaşlanmayı yavaşlatabilir.

 

Ayrıca böğürtlendeki antibakteriyel aktivite, vücudunuzu hastalıktan korumak için işe yarayabilir. Enfeksiyona yakalanan hücreleri hedef alarak diğer hücrelere dokunmadan oral enfeksiyonların etkisini azaltabilir. Böğürtlen bu sebepten enfeksiyon tedavisinde potansiyel olarak güçlü bir ajandır.

Adet Döngüsünü Düzenler

Ağrılı adet semptomlarıyla mücadele ediyorsanız, diyetinize daha fazla böğürtlen eklemek iyi bir çözüm olabilir. K vitamininin varlığı, hormon fonksiyonunun düzenlenmesine yardımcı olur ve böylece kramp sancılarını potansiyel olarak azaltır. Kan pıhtılaştırıcı bir vitamin olarak, aşırı kanamaya yardımcı olabilir ve adet düzensizlikleri sırasındaki ağrıyı hafifletir.

 

Zihinsel ve fiziksel adet öncesi semptomlarını hafifletmenin bir başka yolu da, böğürtlen içinde bulunan manganez ve kalsiyumdur.

 

Kardiyovasküler Sağlık İçin Gereklidir

Böğürtlendeki K vitamini, tüm kardiyovasküler sisteminizin sağlığı için önemlidir. K vitamini arterlerin sertleşmesini durdurur ve ciddi hastalıklara yol açabilecek birikimi önler.

 

Sağlıklı K vitamini tüketimi, sağlıklı kan basıncı seviyelerine, kan damarlarını (hem damar hem de arterler) bozan hücrelerde azalmış iltihaplanmaya ve kalp krizi riskini düşürmeye yardımcı olur.

 

Ek olarak, antosiyaninlerin bir başka fonksiyonu Endotel disfonksiyonuna ve kalp yetmezliğine karşı koruyucu etkisidir. Endotel disfonksiyonu, kalp çevresindeki kan damarlarının kusurudur. Çeşitli kalp hastalıkları formlarıyla ilişkilidir ve kalp yetmezliği riski yüksektir.

 

Bununla birlikte, böğürtlen içinde bulunan bir özel antosiyanin olan siyanidin-3-O-glukosid bu kan damarlarının korunmasında büyük işe yarıyor ve bu disfonksiyonun oluşumunu önemli ölçüde azaltabilir.

 

Cilt Sağlığını Korur

Böğürtlen meyvesinin bir özü genellikle antioksidan aktivite ile cildi UVB hasarından korur. Ayrıca cildinizdeki epidermisiniz üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturan hücreler olan keratinositleri, UV hasarından korur ve daha sonra epidermis tabakasını sürekli olarak doldurmak için cildin dış tabakasının altında depolanır. Bir kez daha, bu hikayenin kahramanları, böğürtlendeki antosiyaninlerdir.

 

Böğürtlende bulunan C vitamini cildin sağlıklı ve güçlü olmasını sağlar. Kolajen üretimini destekler, kuru cildi onarır ve nemlendirir ve hatta cildin erken yaşlanmasını önleyebilir.