Biyopsi Nedir ve Nasıl Yapılır?

  • Genel Sağlık
  • Biyopsi Nedir ve Nasıl Yapılır? için yorumlar kapalı
  • 1.309 kez görüntülendi

Biyopsi Nedir ve Nasıl Yapılır?

Biyopsi, tanı amaçlı vücudun farklı bölgelerinden mikroskop yardımıyla inceleme ya da farklı tetkikler yapmak için hastalık şüphesi bulunan bölgeden hücre ya da doku alma işlemidir. 11. yüzyıldan beri uygulanan biyopsi yöntemi günümüzde oldukça gelişmiş olup, tanı ve teşhiste çok önemlidir.  Vücutta şüphe duyulan dokular için uygulanan biyopsi ile bu istenmeyen dokunun tamamının çıkarılması da söz konusu olabilir. Bu durumda biyopsi hem tanı hem de tedavi niteliği taşır. Memorial Sağlık Grubu Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mert Köroğlu, biyopsi ve biyosi çeşitleri hakkında merak edilenleri ve biyopsi çeşitleri hakkında bilgiler verdi.

Biyopsi Nedir, Nasıl Yapılır?

Özellikle kanserin kesin tanısı için uygulanan biyopsi, meme, beyin tiroit gibi vücudun farklı bölgelerinden alınan doku parçasının patolojik inceleme ile kesin sonuca ulaşmasıdır. Hem dokunun yapısı incelenir, eğer tümör varsa tipi saptanabilir. Doku ve çevresine uygulanacak tedavi kısmında da biyopsiden alınan sonuç faydalıdır. Biyopsi yapılması, hastalığın yayılmasına ya da kötü bir seyir halini almasına kesinlikle yol açmamaktadır.

Eskiden doku parçası almak için açık cerrahiler kullanılırken günümüzde gelişmiş teknolojiler sayesinde doku alma yani biyopsi işlemi farklı iğneler kullanılarak yapılmaya başlanmıştır. Biyopsi sırasında ilgili organın içindeki şüpheli kitlenin en uygun hangi yöntemle görülebildiği belirlenir. Böylece şüpheli kitlenin yeri net olarak tespit edilir. Lokal anestezi ile uygulanan biyopsi, iğne ile hedeflenen lezyona girerek, küçük parçalar alır. Alınan parçalar pataloji laboratuvarında incelenir. Yaklaşık 15-20 dakika süren biyopsi işleminde kesik ve dikiş gibi işlemler bulunmamaktadır.

Akciğer Biyopsisi

Akciğer biyopsisi, akciğer hastalıklarında, akciğer kanserinde hızlı ve kesin tanı için yapılan girişimsel bir işlemdir. Akciğerde ortaya çıkan kitle, akciğer dokusunun içine yerleşmiş, anormal bir yapıdır. Genellikle belirti vermeden önce akciğer filminde veya tomografide fark edilir. Ancak ileri görüntüleme teknikleri ile de o bölgede var olan bir oluşumun iyi ya da kötü huylu olup olmadığı kesin olarak belirlenemez. Bu nedenle de iğne biyopsisi yapılması gerekir.

Akciğer Biyopsisi Nasıl Yapılır?

Akciğerde kitle bulunan bölgedeki hücreler ince iğne aspirasyon biyopsisi ile alınabileceği gibi çok ince doku parçasının çıkarıldığı iğne biyopsileri de yapılmaktadır. Akciğer biyopsisi öncesi hastaya rahatlatıcı ilaçlar verilerek lokal anestezi uygulanmaktadır. Hasta bu sayede herhangi bir acı ya da ağrı duymaz. Girişimsel radyoloji ünitesinde uygulanan biyopsi işlemi görerek gerçekleştirilmektedir. İğne genellikle tomografi cihazında görülerek nodüle ilerletilir.  Akciğerdeki kitle ultrason ile görülebilecek özellikteyse bazen ultrason kılavuzluğunda da biyopsi yapılabilir. Gerek BT gerekse ultrasonla görerek iğne ile tümörün canlı bölgesine girilir ve bu da doğru tanı konulma oranını artırır.

Özellikle akciğer biyopsilerinde akciğer zarını 1 kere delmek için kullanılan biyopsi iğneleri, dış iğne ve onun içinden geçirilen daha ince iç iğne sisteminden oluşur. Bu şekilde daha fazla numune elde etmek için akciğer zarı yalnızca bir kez delinir. Ayrıca bu sayede işlem sonrası akciğer zarları arasına hava kaçması gibi bir durum olduğunda, dış iğneyi dışarı çıkartmadan tüm hava boşaltılabilir ve tüp takılmadan biyopsi işlemi sonlandırılabilir. Biyopsi hastalarının yaklaşık %20’sinde akciğer zarları arasına hava kaçması görülebilir. Tüp takarak havanın boşaltılması gereken bu durumlar %5’ten azdır.

Akciğer Biyopsisi Sonrası

Kontrol tomografi çekimleriyle kanama veya akciğer zarları arasına hava kaçması gibi istenmeyen durumlar oluşmadığından emin olunduktan sonra biyopsi işlemi sonlandırılır. İğne çıkarıldıktan sonra yapılan küçük bandaj da 24 saat sonra çıkarılabilir. Akciğer biyopsisi sonrası hasta bir gece hastanede yatırılır. Bu sırada tansiyon, nabız ve solunumu ölçülür, olası bir kanama veya akciğer zarları arasına hava kaçışı erken tespit edilebilir. Aynı amaçla gerekirse kan tahlilleri veya akciğer filmi çekilebilir. Biyopsiden 2 saat sonra herhangi bir sorun yoksa hasta yemek yiyebilir, vücudundaki bandaj çıkarıldıktan sonra da duş alabilir.

Akciğer biyopsisi kanser dışında başka hangi hastalıkların tanısı için yapılır?

Biyopsi aynı zamanda tedaviye dirençli fokal akciğer enfeksiyonları, plevral kitle, kalınlaşma ve plevral sıvılar, göğüs duvarı kitleleri ve litik kaburga lezyonları, mediastinal ve hiler kitleler ile lenfadenopati değerlendirilmesi için de yapılmaktadır.

Böbrek Biyopsi

Böbrek biyopsisi güvenli bir yöntemdir. Böbrek biyopsisi nedeniyle oluşabilecek komplikasyonlar ise idrarda kan görülmesi ve böbrek çevresinde kan toplanmasıdır. İdrar da kanama genellikle saatler-birkaç gün içinde durur. Kan nakli veya müdahale gerektirecek derecede ciddi bir kanama çok nadir olarak görülebilir.

Böbrek biyopsisi;

  • Tespit edilemeyen bir böbrek hastalığının kesin teşhisi,
  • Böbrekteki hastalığın nasıl ilerlediğini,
  • Hangi boyutlarda hasara neden olduğunun saptanması,
  • Böbreğin hastalığına ve hastalığın şiddetine göre tedavi planlarında düzenleme yapılması, uygulanan tedavinin sonuçlarının değerlendirilmesi
  • Nakledilen böbreğin neden düzgün çalışmadığını öğrenmek için böbrek biyopsisi yapılabilir.

Bunun yanı sıra,

  • Doktor kan veya idrar testlerinin sonuçlarına göre de böbrek biyopsisi önerebilir
  • Böbrek hastalıkları ile ilişkili olabilecek şekilde idrarda kan varlığı (hematüri),
  • Böbrek hastalığının diğer belirtileri ile birlikte idrarda aşırı miktarda protein varlığı (proteinüri),
  • Kanda aşırı atık ürün oluşmasına neden olan böbrek fonksiyon bozuklukları gibi durumlar da böbrek biyopsisi yapılmasını gerektirebilir.

Böbrek Biyopsisi Öncesi Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Böbrek biyopsisi öncesinde kanama riskini artırabilen ilaçların en az 7-10 gün önce kesilmesi gerekir. Biyopsiden 6 saat önce yeme ve içme kesilmeli, düzenli olarak kullanılan kalp ve hipertansiyon ilaçları çok az miktarda suyla alınmalıdır. Biyopsiden önce bazı kan testleri yapılarak hastanın kan pıhtılaşma durumunu ve kanamaya eğilimi olup olmadığı değerlendirilmektedir.

Böbrek Biyopsisi Nasıl Yapılır?

Böbrek biyopsi için hasta aynı gün hastaneye yatar. Biyopsi işlemi yaklaşık yarım saat sürer. Biyopsi sırasında hasta uyanık olur ve karın üzerinde yatar şekilde uzanır. Biyopsi eğer böbrek nakli için ise, sırt üstü yatırılır. Ultrason ile biyopsi iğnesinin, böbreğin hangi bölgesine ve hangi açıyla gireceği belirlenir. Cildin biyopsi yapılacak alanı temizlenir ve sonrasında lokal anestezi uygulanır. İğnenin gireceği yere küçük bir kesi açılır ve böbrek içine doğru ilerleyen iğne ultrason ile yol boyu izlenir. İşlem sırasında, biyopsi alanında basınç hissedebilir ve iğnenin çıkardığı ses duyulabilir. Ancak lokal anestezi sayesinde hasta ağrı ya da acı hissetmez. Biyopsi sonrası ultrasonografi değerlendirilmesinde kanama olup olmadığı kontrol edilir ve iğne çıkarıldıktan sonra da o bölgeye bandaj yerleştirilir.

Böbrek Biyopsisi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

Böbrek biyopsisinde az da olsa kanama riski vardır. Bu nedenle hastanın işlemden sonra 24 saat süre ile hastanede izlenmesi ve tuvalet ihtiyacı için bile ayağa kalkmaması uygun olur.

İşlemden sonra su içmek ve yemek yemek için en az 2 saat beklemek ve doktorun onayını almak gerekecektir. İşlem sonrası idrar kanama açısından değerlendirilir. Hastaya işlemden 2-3 saat sonra ve gerektiğinde 6-8 saat arayla kan sayımı kontrolü yapılacaktır. İşlemden sonraki gün herhangi bir sorun olmazsa taburculuk gerçekleştirilir.

Biyopsi sonrası;

  • Kan basıncı, nabız ve solunum değerleriniz izlenir
  • Kanama ve diğer komplikasyonlar için idrar tahlili ve tam kan sayımı testleriniz yapılır
  • En az 6 saat ayağa kalkmamanız sağlanır
  • Biyopsiden sonraki bir kaç saat içinde biyopsi yerinde çok nadiren ağrı hissedilebilir. Bu durumda ağrıyı gidermek için size ilaçlar verilecektir.

Karaciğer Biyopsi

Karaciğer biyopsi, virüslerin neden olduğu hepatitin karaciğere yaptığı hasarın derecesini değerlendirmek için en iyi yöntemdir. Karaciğerin yağlanması, primer biliyer siroz, hemakromatozis, Wilson gibi birçok karaciğer hastalığının tanısında ve takibinde önemlidir. Karaciğer kitlelerinin kesin tanısını koymak ve tedaviye başlamak için ihtiyaç duyulabilir. Karaciğer naklinden sonra doku reddini değerlendirmek için gerekebilir. Ayrıca hastaya uygulanan tedavilerin etkinliğinin takibinde de yararlıdır.

Biyopsi öncesi kan sulandırıcı ilaçlar doktor bilgisi dahilinde kesilmelidir. Biyopsiden önce kan sayımı kontrolü yapılır, kanama-pıhtılaşma sorunu olup olmadığı araştırılır. 15 gün içinde alınmış pıhtılaşma tablosunu gösteren kan değerleri de yeterli olabilir. Biyopsi sırasında heyecan, ağrı ya da korkunun giderilmesi için damardan ilaç verilecektir. Bu nedenle işlemden önce en az 6 saat aç olmak gerekir.

Karaciğer Biyopsisi Nasıl Yapılır?

Biyopsi yapılacak olan deri bölgesi antiseptik ile temizlenir. Sırt üstü yatan hastada, iğnenin gireceği alana lokal anestezik ilaç enjekte edilir. Karaciğer biyopsi iğnesinin kolay girmesini sağlamak için, karın derisi üzerinde küçük bir kesi yapılır. İğnenin girdiği yerden karaciğerdeki hedefe kadar her aşamada iğne takip edilir. Bu nedenle görüntüleme eşliğinde karaciğerden yapılan iğne biyopsisi de son derece güvenlidir. Biyopsi iğnesi ile karaciğere girilir ve ince bir parça alınır.

Gerektiğinde özel ikili iğne sistemi kullanılmaktadır. Bu sayede deriden karaciğere iğne ile tek giriş yapılır ve bu da hasta için işlemi çok kolaylaştırır. Ek olarak bu özel iğne içinden ikinci bir iğne ile girilerek birden fazla örnek alınabilir. Böylece alınan parçanın yetersiz olması ve biyopsi işleminin tekrarlanma ihtimali en aza iner. Bazı özel durumlarda karaciğere ciltten iğne ile girilmesi yüksek kanama riski taşırsa, özel bir iğne sistemiyle boyun toplardamarından karaciğere ulaşılarak biyopsi alınabilir.

Karaciğer biyopsisi sonrasında nelere dikkat etmeli?

Karaciğer biyopsisi sonrası hasta bir gece hastanede yatırılır. Bu süre içerisinde hastaların tansiyon ve nabzı düzenli olarak kontrol edilir. Hastalar biyopsi sonrası en az iki saat süreyle, sağ yanı üzerine yatarak istirahat eder. Taburcu olduktan sonra da hasta kendini zorlamamak koşulu ile normal yaşamına dönebilir.

Tiroit İğne Biyopsi (İnce Aspirasyon Biyopsi- İİAB)

Tiroit bezinin en sık görülen hastalıkları arasında, tiroit bezinde oluşan yumrular yani nodüller yer almaktadır.  Nodüller, özellikle kadınlarda sık rastlanan ve her üç kadından birini etkileyen, tek ya da birden fazla oluşumlardır. Neden oluştukları, kendiliğinden büyüme ve küçülme sebepleri kesin olarak bilinmemektedir. Genellikle belirti vermez ve ultrason tetkikinde tesadüfi olarak saptanır. Bazı durumlarda da dışarıdan fark edilebilen bir şişlik ya da nodül içindeki kanamalara bağlı olarak hissedilen ağrı, bası hissi, ses kısıklığı belirti olarak görülebilir. Nodüllerin, aşırı tiroit hormonu üretimine yol açma eğilimleri de bulunduğu için kişide çarpıntı, kilo kaybı, yorgunluk, sinirlilik ve terleme gibi şikâyetler de ortaya çıkabilir.

Tiroit Nodülü Nasıl Belirlenir? Hastaya Hangi Tetkik Ve Tahliller Uygulanır?

Nodül bulunan bir hastanın, tam bir muayene ve diğer tiroit hastalıkları açısından laboratuvar tetkikleri sonrasında; ultrason, sintigrafi gibi görüntüleme yöntemleri ile nodülün yapısı incelenmelidir. Nodüllerin elle muayene ile belirlenme oranı %3-7 iken, tiroit ultrasonu ile bu oran % 20-26’ye çıkmaktadır. Bu nedenle ultrason tetkiki, tanı için çok önemlidir. Nodüllerin en önemli özelliklerinden biri de büyük kısmının “iyi huylu” olmasıdır. Genellikle de sağlık açısından önemli bir soruna yol açmazlar. Ancak buna karşın nodül belirlendiğinde, bunların aşırı hormon üretimi yapıp yapmadığı kontrol edilmeli, kanser özelliği taşıyıp taşımadığı incelenmeli ve gerekli ise biyopsi yapılmalıdır. Özellikle bazı hasta gruplarında, örneğin; hastanın daha önce radyasyona maruz kalmış olması, ailede 20 yaş altı ve 70 yaş üzeri tiroit kanseri öyküsü bulunması, erkek cinsiyet, boyun bölgesinde ani başlayan ve hızlı gelişen şişlikler, sert bir kitlenin ele gelmesi, nodülün çevre dokulara yapışık olması, boyunda beze saptanması gibi durumlar söz konusu ise kanser ihtimali artmaktadır. Bu durumda ya da nodülde düşük bir ihtimalle de olsa kanser şüphesi varsa, bunu belirlemenin en etkin yolu tiroit biyopsisidir.

Tiroit Biyopsisi Nedir? Hangi Tür Nodüllere Biyopsi Uygulanır?

Tiroit biyopsisi, ince iğne ile nodüllerden doku örnekleri alınması ve bunların incelenerek kanser yönünden araştırılmasıdır. “Tiroit ince iğne aspirasyon biyopsisi” (İİAB) olarak da bilinmektedir. Biyopsi için nodülün mutlaka çok büyük olması gerekmez. Kuşku uyandıran ve 1 cm’nin altındaki nodüller için de biyopsi uygulanabilir. Bunun yanında; erkeklerde ve çocuklarda belirlenen nodüllere, sert ve çok büyük nodüllere, tek ve soğuk nodüllere daha yüksek kanser riski bulunduğu için biyopsi yapmakta yarar vardır. Ultrasonda nodülün sadece sıvı içeren ince duvarlı kistik bir yapısı varsa, iyi huylu kabul edilir ve biyopsi yapmaya gerek yoktur. Ancak çok büyük olup hastada bazı rahatsızlıklara yol açıyorsa yine ultrason eşliğinde içi boşaltılabilir. Ultrasonda; tek, katı, siyaha yakın koyu renkli (hipoekoik), içerisinde milimetrik kireçlenmeler olan, kenarları net ayırt edilemeyen veya düzensiz nodüller, kötü huylu olabilir. Buna bir de boyunda, aynı tarafta benzer özellikte büyümüş lenf bezeleri varlığı eklendiğinde mutlaka biyopsi yapılmalıdır. Son yıllarda sonelastografi denilen yöntemle, ultrasonografi ile nodüllerin sertlik derecesi ölçülebilmektedir. Sert özellikteki nodüllerin kötü huylu olma ihtimali daha yüksektir.

Tiroit Biyopsisi Nasıl Yapılır?

Tiroit biyopsisi, her zaman ince iğne aspirasyonu şeklinde uygulanır. Tiroit içindeki nodülden bir doku parçası alınması yerine, iğneyle sadece sıvı ya da hücreler çekilir. Bu nedenle güvenli bir işlemdir ve kanama ihtimali yok denecek kadar azdır.  Hastanın işlem öncesinde herhangi bir hazırlık yapmasına gerek yoktur. Yalnızca kan sulandırıcı nitelikte ilaçlar kullanıyorsa, bu hastalarda işlem için bir planlama yapılır. Biyopsiye başlamadan önce ultrason ile tiroit bezi detaylı olarak incelenir ve iğnenin giriş yeri ile açısına karar verilir. Bölge steril olarak temizlendikten sonra, iğnenin giriş noktasına, lokal anestezi uygulanır. Ultrason ile çok küçük nodüllere milimetrik isabetle giriş sağlanmakta, iğnenin yönü takip edilebilmekte ve bu sayed biyopsi için doğru bölgeden yeterli materyal alınabilmektedir. İğnenin ultrason eşliğinde takibi ile damarların yoğun olduğu bölgeden uzak bir rota oluşturulur. Birden fazla olan nodüller için aynı işlem tek tek uygulanabilir. Patoloji ekibi tarafından alınan her örnek mikroskop altında incelenir ve yeterli miktar alınıp alınmadığı belirlenir. Miktar yeterliyse biyopsi işlemi sonlandırılır. İşlem sonrası kanama olasılığı açısından yarım saat gözlenen hasta, herhangi bir sorun yoksa evine hatta işine döner.

Tiroit Biyopsisi Sonrası

İnce iğne biyopsisi, nodül değerlendirmesinde altın standart olarak kabul edilmektedir. Yeterli alınabilmiş örnek, deneyimli bir sitopatalog tarafından incelendiğinde, güvenilirlik oranı %100’e yakındır. İnceleme sonrası çıkacak olan sonuç nodülün; iyi, kanserli ya da kuşkulu olduğudur. Bu durumda iyi huylu nodüller hiçbir işlem uygulanmaksızın takip edilirken, kuşkulu ve kanserli olan nodüller için ameliyat gerekir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.