Kantaron bitkisi, yüzyıllardır özellikle ruh sağlığı sorunlarını tedavi etmek için kullanılmaktadır. Yoğun ve stresli iş yaşamından, sosyal ilişkilerden, mevsimsel geçişlerden kaynaklanan duygu durum bozuklukları, hafif ve orta seviyede depresyon, hafif şiddetli anksiyete ya da uyku sorunları için doğal tedavi olarak sarı kantaron bitkisi kullanılıyor. Bitki bilimindeki adı hypericum perforatum olan, aktif hiperisin ve hiperforin maddelerini içeriyor. Hiperisin, özellikle depresyon tedavisinde kullanılmasıyla tanınırken, hiperforin ise antibiyotik özelliği taşıyor. İçeriğinde bulunan pek çok faydalı element sayesinde bazı rahatsızlıkların doğal olarak tedavi edilebilmesine olanak tanır.

Kantaronun etkili bir antidepresan olduğu keşfedilmeden yüzyıllar öncesinde bile bazı sağlık sorunlarına doğal olarak ilaç olabildiği biliniyordu. Şimdilerde öne çıkan antidepresan özelliğine ek olarak iyi geldiği sorunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Uykuda idrar kaçırma sorunu olan çocuk ve yetişkinlere, uyumadan önce bir fincan sarı kantaron çayı içirilmesi önerilir.
  • Bağırsağın çalışma sistemini düzenlediği, sindirim sorunlarının üstesinden geldiği ve mesane rahatsızlıklarını azalttığı bilinen kantaron, bağırsak solucanları ve bakterilerinin de vücut dışına atılmasında önemli bir rol üstlenmektedir.
  • Akciğer rahatsızlığı olanların düzenli olarak kantaron çayı içmeleri sonucunda bu sorunların yavaş yavaş düzeldiği gözlemlenmiştir.
  • Kantaronun herpes lezyonlarının tedavisinde de etkili olduğu bilinir. Günde bir fincan kantaron çayı, infüzyonu veya tentürü güçlü anti viral aktiviteyle virüsleri etkisiz hale getirir.
  • Kantaron çayı, doğal bir antiseptiktir. Etkili bir anti bakteriyel etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Bu bakımdan kantaron; yaralar, yanıklar, kesikler, hemoroit için şifa verir.
  • Tüm dünyada yüzyıllardır bilinen ve kullanılan özelliğiyle kantaron doğal bir antidepresan etkisine sahiptir. Bu etki pek çok bilimsel çalışma ile kanıtlanmıştır. Özellikle son yıllarda kaotik, stresli şehir yaşamının depresyon sorunu tetiklemesi ve depresyonun çok sık karşılaşılan bir sorun haline gelmesi doayısıyla kantaron çok daha sık kullanılan bir bitki haline gelmiştir. Karşılaştırmalı olarak gerçekleştirilen çok sayıda klinik çalışma, hafif formlardaki depresyonun tedavisi için kantaron çayının tüketilmesinin iyi olabileceğini göstermiştir. Kantaron çayının; depresyon tedavisinde kullanılan Prozac Celexa, paroksetin (Paxil) ve Zoloft gibi ilaçlar kadar etkili olabildiği kanıtlanmıştır.
  • Bir tür yaşlılıkta yaşanan zihinsel gerileme hastalığı olarak tarif edilen Parkinson hastalığının önlenmesi için de kantaron çayı tüketimi önerilmektedir. Şöyle ki; bir dopamin bozukluğunun Parkinson hastalığına sebep olduğu, ardından bazı vakalarda bunu şizofreninin takip ettiği düşünülmekte. Kantaron ise; nörotransmiter dopamin miktarını artırabilme özelliğine sahiptir. Bir de bazı araştırmalar, kantaronun antioksidanı aktivite etme etkisi dolayısıyla Parkinson hastalığının başlangıcı ile bağlantılı sinir dejenerasyonunu önlemeye yardımcı olabileceğini iddia etmekteler. Kantaron ve Parkinson hastalığının ilişkisi hakkında çok kesin yorumlar yapabilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da, kantaronun Parkinson hastalığını önleyici etkisinin olduğunu söylemek mümkündür.
  • Kantaron çayının, sinüs tıkanıklığı ve kronik öksürüğe iyi geldiği biliniyor. Bu bağlamda balgam tıkanıklığı, sinüs enfeksiyonu grip gibi bronşit belirtilerinin azalması ve aslında daha pek çok solunum yolu rahatsızlıklarının önlenmesi ve tedavi edilebilmesi için kantaron çayı önerilmektedir. Kantaron; antibiyotiğin yanı sıra antiviral aktiviteye de sahip olan bir bitkidir. Bundan dolayı burun, boğaz ve sinüs sorunlarını gidermek için kahvaltılardan ya da akşam yemeklerinden sonra bir fincan ılık kantaron çayı tüketimi faydalı olacaktır.
  • Kantaron çayı, rahatlatıcı etkisi ile menopoz dönemi sorunlarına ve adet öncesi sendromuna (Premenstrüel sendrom – PMS) iyi gelir. Adet dönemlerinde ve menopoz dönemlerinde kadının yaşadığı hormonsal dengesizlikler ve duygu durumu değişiklikleri; ruh halinde gerginlik ve depresyon sorunlarına sebep olabiliyor. Kantaron çayının ise ruh halinin dengesini yeniden düzenleyici, zihnen ve ruhen kişiyi sakinleştirici özelliği vardır. Bununla birlikte kantaron çayının sedatif etkisi de bulunduğundan adet dönemini ağrılı geçiren kadınların sıklıkla yaşadıkları kramp, ağrı, sancı gibi sorunlar önlenebilir.
  • Kantaron çayı; antiviral, antibakteriyel, antifungal özelliklere sahip olan doğal bir çay olduğu için düzenli tüketimde, bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Bu bakımdan pek çok hastalıktan korunmak vücudun savunma sistemini güçlendirmek için kantaron çayı önerilir.
  • Yaşadığımız ortamdaki zararlı maddeler, kirli hava, sağlıksız beslenme gibi olumsuzluklar DNA’nın doğal sağlığına zarar verebilmektedir. Kantaron çayı içerek bu zararlı etkileri en aza indirebilmek, hücrelere ve DNA’ya zarar veren serbest radikalleri etkisiz hale getirmek mümkündür. Çünkü kantaron hem pek çok faydalı elemente sahip olması hem de çok güçlü bir antioksidan kaynağı olmasıyla çok değerli bir DNA koruyucusudur.
  • Bitkiler, doğanın bir parçası olduğundan bitkisel ağırlıklı yaşam, doğal beslenme, doğal ürünlerle vücudumuza bakım yapma demek doğal sağlığımızı daha uzun süre koruyabilmek demektir. Kantaron bitkisi de içeriğinde bulunan faydalı doğal elementlerle bize faydalıdır. Kantaron bitkisini çay olarak demleyip içerek cildimizi içten koruyabileceğimiz gibi, demlediğimiz kantaron çayını cildimize sürerek de cilt bakımı yapmamız mümkün olur. Kantaronun anti-enflamatuar ve analjezik güçleri sayesinde egzaman, sedef gibi cilt sorunları ve cilt lekeleri doğal olarak tedavi edilebilir.
  • Kantaron çayının cilt sağlığına iyi geldiğinden ve cilt hastalıklarını iyileştirebildiğinden bahsettik. Bu bağlamda kantaron çayı ciltte oluşan yaraların, yaralı dokuların daha kolay iyileşebilmesinde de etkilidir. Yaralı bölgeye kantaron çayı sürüldüğünde hem yara daha hızlı iyileşir hem de o bölgedeki ağrı, sancı hafifler, cilt sakinleşir.
  • Kantaron çayının ağrı dindirici etkisi bulunmaktadır. Bu bakımdan infüzyon, kas ağrıları, siyatik, tenisçi dirseği ve diğer sinir ağrılarına neden iltihaplarda da kantaron çayı tüketerek cilt altında oluşan iltihaplar yok edilebilir.
  • Özellikle sık sık alkol kullanan kişiler, ertesi gün çok ağır bir baş ağrısı ve halsizlik sorunu yaşarlar, odaklanmakta zorlanırlar. Bazı araştırmalar, kantaronun içinde bulunan hiperforin maddesinin bu “akşamdan kalma” durumunun tedavisine yardımcı olabileceğini göstermiştir. Bu bakımdan böyle durumlarda ertesi gün kahvaltının ardından bir fincan kantaron çayı içmek iyi gelebilir.
  • Kantaron çayının sakinleştirici, dinginleştirici özellikleri bilinmektedir. Bu bakımdan panik atak sorunu olanların da doğal bir şifa olarak sarı kantaron çayı içmeleri önerilir.
  • Hepatit ve sarılık gibi sorunların şiddetinin hafiflemesine yardımcı olur.
  • Uçuk problemi olan kişilerin uçuklu bölgeye kantaron çayı sürmeleri önerilir.

Kantaron çayı nasıl hazırlanır

En doğalından bir kantaron çayı demlemek için en iyisi aslında, kantaronu çıkıp dağdan, bayırdan kendimiz toplamaktır. Kantaron, yetiştiriciliği yapılsa da, yol kenarlarında, ormanlık bölgelerde doğal olarak yabani kantaron yetişmekte. Eğer yılda bir kere de olsa böyle bir yerlere gidiyorsanız, kantaronunuzu kendiniz saplarıyla birlikte toplayıp güneşte kurutun. Tamamen kurumuş olan kantaronu eski bir yastık kılıfının içinde ya da bir bez torbada yıllarca saklayabilirsiniz.

Ancak böyle bir imkanınız yoksa doğal ürünler satan bir marketten ya da bir aktardan bir demet kantaron alın. Bunu yapraklarıyla birlikte çiçeklerinden bir tutam, bir avuç alın ve 1 -1,5 su bardağı kaynamış suyun içine atın. 10 -15 dakika boyunca ağzı kapalı bir şekilde demlenmeye bırakın. Demlendikten sonra içine bir çay kaşığı bal, çeyrek limonun suyunu ekleyerek afiyetle içebilirsiniz.

Sarı kantaron çayı tüketecek olanlara öneriler

  • Öncelikle diğer tüm bitkisel önerilerimde olduğu gibi kantaron çayı da, kesinlikle önerilen dozdan fazla tüketilmemelidir. Bu bakımdan günde 1 fincan ya da bazı ekstra durumlarda en fazla günde 2 fincan kantaron çayı yeterlidir.
  • Diğer bitki çaylarında olduğu gibi kantaron çayının da çok uzun süre tüketilmemesinde fayda var. Bu bakımdan hiç ara vermeden en uzun 12 hafta süre ile tüketilebilir. Aslında en doğrusu 2 hafta boyunca her gün bir fincan tüketip bir hafta ara verip, sonrasında yeniden başlamak olacaktır.
  • Kantaron çayı bazı kişilerde sürekli uyku, canlı rüyalar, huzursuzluk, anksiyete, sinirlilik, mide ağrısı, yorgunluk, ağız kuruluğu, baş dönmesi, baş ağrısı, deri döküntüsü, ishal ve vücutta karıncalanma gibi bazı yan etkilere yol açabiliyor. Böyle bir durumda bir süreliğine çayı içmeyi kesmek, sonrasında ise günde 1 fincanın üzerine çıkmamak önerilir.
  • Her hangi bir hastalığı olan, kronik rahatsızlığa sahip olan veya ilaç tedavisi gören kişiler, kantaron çayı tüketmeden önce doktora danışmalılar.
  • Kantaron çayının bazı cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği biliniyor. Ancak cilde sürüldükten sonra güneşe çıkmanın cilt problemlerine yol açabileceği düşünüldüğünden, bir süre güneşe çıkmamakta fayda var.
  • Hamilelik ve emzirme dönemleri hem kadının hem de bebeğin sağlığı çok hassas bir aşamadadır. Bu bakımdan bu dönemlerde yeme, içme konularına ekstra özen gösterilmelidir. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde tüketilen kantaron çayının da nasıl bir etki göstereceği tam olarak araştırmalarla tespit edilemediği için tüketilmemesinde fay var. Bu bağlamda hatta bazı uzmanlar gebelikte tüketilen kantaron çayının bazı doğum kusurlarına bile sebep olabileceğini iddia etmekteler. Emzirme döneminde ise bebekte ve annede; kolik, uyuşukluk ve halsizlik gibi sorunların ortaya çıkabileceği iddia ediliyor.
  • Çocukların kantaron çayı tüketimi konusunda ise 6 yaşın üzerindeki çocukların 3 -4 haftaya kadar günde bir fincan kantaron çayı tüketmelerinde bir sakınca görülmemiştir. Ancak 6 yaşın altındaki çocuklara kantaron çayı tüketimi önerilmez.
  • Bazı uzmanlar, Alzheimer hastalığından muzdarip kişilerde kantaron çayının demansa sebep olabileceğini iddia etmekteler.
  • Kantaron çayının anestezik ilaçlarla birlikte gösterebileceği etkinin olumsuz olması dolayısıyla 6 ay içinde kantaron çayı tüketen kişilerde ameliyat için anestezi uygulanması önerilmez. Aksi halde çok ciddi kalp komplikasyonlarına yol açabileceği düşünülüyor. Bu bakımdan ameliyatlardan en az 1 ay öncesinde kantaron çayı tüketilmesi önerilmez. Aslında 6 ay öncesinde bırakmak gerekiyor. Fakat çoğu durumda ne zaman ameliyat olacağımız birkaç hafta içinde belirleniyor.
  • Kantaron çayının bipolar bozukluk durumunu artırdığına dair görüşler bulunmakta. Bu sebeple bu kişilere kantaron çayı önerilmez.
  • Tam olarak nedeni belirlenememiş olsa da bebek sahibi olmayı düşünenlerin kantaron çayı tüketmeleri doğru olmayabilir.
  • Şizofreni hastalarının kantaron çayı tüketmelerinin psikoza sebep olabileceğine dair görüşler bulunmaktadır.
  • Diğer tüm bitki çaylarında olduğu gibi kantaron çayı da, kesinlikle taze olarak demlenip tüketilmeli, 8 -10 saatten fazla bekletilmemelidir.
  • Bitki çaylarını demlerken suyun içine atıp kaynamasını beklemek, su ile birlikte kaynatmak kesinlikle yanlış ve bitkinin faydalı öğelerini öldüren bir yöntem olacaktır. Bu bakımdan gerektiği kadar suyu kaynatıp ateşi kapatıp ardından bitkiyi kaynamış suyun içine atıp 10 -15 dakika demlenmeye bırakmak gerekiyor. en sağlıklı bitki çayı bu şekilde demlenir. Bu yöntem ile bitkinin tüm faydalı elementlerinden yararlanmak mümkün olur.