Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi Nasıl Yapılır ? 

  • Genel Sağlık
  • Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi Nasıl Yapılır ?  için yorumlar kapalı
  • 805 kez görüntülendi

Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi Nasıl Yapılır ? 

Orijinal ismi pilonidal sinüs olarak bilinen, halk arasında kıl dönmesi genelde kuyruk sokumu kemiğinin üst kısımlarında görülür. Kıl dönmesi büyük çoğunlukla yanlış şekilde oturma ve sürtünme yolu ile açılan ufak deliklerden kılların girmesi ile oluşmaktadır. Kuyruk sokumunda meydana gelen bu deliklerden içeri giren yabancı cisimler zaman geçtikçe cildin altında birikme yapmaya devam eder ve vücut bu yabancı cisimleri bir kese ile kaplar. Bundan sonra kese içerisinde üretilen özel sıvı ile yabancı cisimler eritilmeye çalışılır ancak başarılı olunamaz. Sıvının hepsi dışarı akamadığı için de formu bozulan kese sıvıyı dışarı akıtmaya başlar. Bu süreçte hasta olan kişide; akıntı, apse, iltihap, makatta ıslaklık, kuyruk sokumunda ıslaklık ve kaşıntı meydana gelebilir. Bütün bu sürece ve oluşumuna kıl dönmesi adı verilmektedir. Kıl dönmesi rahatsızlığı % 95 oranında kuyruk sokumu bölgesinde görülse de nadir bir şekilde göbek bölgesinde de oluşumuna rastlanmaktadır. Bacaklar, koltuk altları ya da yüzdeki tüylerde görülen kıl dönmesine benzer olan hastalık ise kıl dönmesi ile karıştırılsa da buna kıl batması adı verilmektedir.

Kıl dönmesi hastalığına sahip kişileri şikayetleri şu şekildedir; makatta pis bir kokunun ve akıntının olması, kıl dönmesinin  görüldüğü yerde küçük bir giriş deliği görülebilmektedir, kuyruk sokumunda ağrı ya da şişlik hissedilmesi, pek çok kıl dönmesi yağ bezesi ya da sivilce ile benzerlik gösterebilir ya da kıl dönmesi iltihabı nedeni ile kişilerde ateş ve kaşıntı meydana gelebilmektedir.

Kıl dönmesi hastalığının ameliyatsız tedavisine Mikro Sinüsektomi adı verilmektedir. Bu operasyon narkoz kullanılmadan kısa süre içerisinde yapılır. Derinin altında birikmiş olan kıl yumağının bütün bir halde çıkarılabilmesi için en küçük iki santimlik cilt kısmı kesilir ve bu işlem dokuda bir gerginliğe neden olmaz. Kıl dönmesi hastalığına sahip hastaların % 95’inden daha çoğunda biriken kıl yumağı ve delikler 1-2 santimetrelik bir alanı kaplamaktadır. Klasik olarak yapılan kıl dönmesi ameliyatlarında çıkarılan parça incelendiğinde temel olarak çıkarılması amaçlanan dokunun on ve yirmi katı arasında sağlıklı dokunun da kesilip çıkarıldığı görülür. Bu nedenle klasik ameliyatları olmak daha fazla hasara ve uzun sürede iyileşmeye neden olur.

Ameliyatsız kıl dönmesi tedavilerinde hastanın en büyük kazancı aynı gün içerisinde hastalığın teşhis edilip tedavi edilebilmesidir. Diğer yandan klasik olarak yapılan ameliyatlarda rahatsızlığın tekrar etme oranı % 40 civarındayken ameliyatsız tedavilerde bu oran % 3’e kadar düşmektedir. Klasik ameliyatlarda yapılan müdahalelerde belirgin bir ameliyat izi oluşurken ameliyatsız tedavilerde iz kalma durumu yaşanmaz. Bunun yanı sıra klasik ameliyatlarda narkoz verildiği için hastanın hastanede günlerde kalması gerekebilir. Ancak ameliyatsız tedavide hasta istediği zaman çıkışını yapabilir ve herhangi bir ağrı ya da banyo yasağı gibi şeylerle karşılaşmaz.

 

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.